‘Aşk beyinde başlar kalpte yaşar’

Güncelleme: 03 Temmuz 2017 Pazartesi, 17:41:39

'Kalp Atışı'nın başrol oyuncuları Gökhan Alkan ve Öykü Karayel aşkı anlattı

İki doktorun imkânsız aşk hikâyesini ekrana getiren ‘Kalp Atışı’nın başrol oyuncuları aşkı anlattı. Dizide Ali Asaf’ı canlandıran Gökhan Alkan, “Bu aşk denilen şey beyinde başlar, kalpte yaşar. Bir nevi narkoz etkisi gibi” derken, dizinin Eylül’ü, Öykü Karayel, “Kendinden başka kimseyi sevmeyenler için aşk zayıflık olabilir. Bana göre varoluşumuzun gerçek sebebi” diyor.

Show TV'nin tanıtımları büyük beğeni toplayan yeni dizisi ‘Kalp Atışı’nın başrol oyuncuları Gökhan Alkan ve Öykü Karayel’le bir araya geldik. Canlandırdığı Eylül’ün alışık olduğumuz bir kadın karakter olmadığını söyleyen Karayel, karakterini “Sert mizaçlı, inatçı, yer yer kaba bile diyebilirim...” sözleriyle anlatıyor. Alkan’ın canladırdığı Ali Asaf ise yardımsever ve mesleğine bağlı biri. Yakışıklı oyuncu karakterini Superman’e benzetiyor. Enerjisi fevkalade tutmuş bu ikili, her cuma saat 20.00’de Show TV’de seyircisiyle buluşacak.

 

 

‘Kalp Atışı’ yaz ekranına merhaba diyor. Dizinin hikâyesi nedir?

İki yüksek zekâlı, tutkulu ve âşık insanın birbirlerine ve işlerine aşklarını anlatan, dram ve komedi dozu yerinde güzel bir hikâyeyi yaşayıp aktaracağız.

‘Kalp Atışı’nın hangi yönü size ‘Evet’ dedirtti?

ilk üç bölümü okuyup, bir nevi Superman’i yaşatacağımı ve öyle bir hikâye anlatacağımızı hissettim. Yapım, yönetim ve yazım ekibimize güvendiğim için teklifi kabul ettim. Umarım seyircimizin beklentisini karşılar ve bizlere yakışan bir iş yapmış oluruz.

Dizide sizi öğretmen ve beyin cerrahı olarak izleyeceğiz. Karakterinizi hangi temeller üzerine kurdunuz? Bize karakterinizden bahseder misiniz?

Çok iyi cerrah olabilecek kapasiteye sahip bir asistanken, bir ameliyattaki hatanın suçu üzerine atılınca hayatı değişiyor Ali Asaf’ın. Günümüz dervişi, çok erdemli bir adam. Hastanın masada kalmasında kendini de sorumlu tutuyor ve bu hatanın yapılmaması gerektiğine inanarak, bir nevi harakiri yapıyor. Kendini Marmaris’e sürüyor. Orada rehber öğretmenlik yapmaya başlıyor ve kendini eğitime adıyor. Yıllar sonra kendi hastanesine efsane bir cerrah olarak dönecek ve hikâyenin fitilini ateşleyecek. Ruhuna, bedenine yansıyan bir aristokratlığı var Ali Asaf’ın. İsmi gibi erdemli ve asil bir adam. Superman benzetmesini bu yüzden yaptım. Halkın içinde yaşayan, onlardan biridir Superman. Batman gibi trip atmaz, kendini şehrinden uzak tutmaz, kahramanlık yapsın diye ona yalvarılmaz. n Ali Asaf, beyin cerrahıyken İstanbul’dan kaçıp Ege’de bir kasabaya geliyor. Geçmişinde bıraktıklarını, yaralarını dizinin ilerleyen bölümlerinde görecek miyiz? O kadar detay vermeyeceğim. Sürprizler ve umulmadık hikâyeler var. Çok şaşırtacak ama takdir edersiniz ki bu kadar anlatacak olsam yaşayamam karakteri. Travmaları olan bir adam değil Ali Asaf. Aşmış her şeyi, geçmişi geçmişte bırakmış, Eylül hariç. O yüzden yaralarını kendi sarmış, onları kabul etmiş, önüne bakmış. Çok başarılı bir cerrah ve aslında insan olabilmiş.

Ali Asaf, aşkın beynin tercihi olduğuna inanıyor. Bir beyin cerrahı için pek şaşırtıcı değil. Siz bu konuda ona katılıyor musunuz?

Asırlardır açıklanamayan aşkla ilgili ahkâm kesmeyeceğim ama güzel ve hastalıklı bir duygu olduğunu söyleyebilirim. Duygulara engel olamazsın, için ister. İnsanlar âşık olacakları kişiyi seçemez, burada Ali Asaf gibi düşünüyorum, bu aşk denilen şey beyinde başlar, kalpte yaşar. Bir nevi narkoz etkisi gibi.

 

Aşkı zayıflık gibi görmek veya mantığa oturtmak ne kadar doğru?

“Büyük lokma ye büyük laf etme” demiş atalarımız. Hakikati arayanlara inan ama hakikati bulduğunu söyleyenlerden şüphe et. Bence bu işin hakikati insan olabilmekte. Önce insan olalım, sonra aşk gibi harika bir duygunun mantığını düşünürüz. n İnsanlar ‘Kalp Atışı’nda ne bulacak? Gerçeklik. Kendilerini Ali Asaf ve Eylül’ün yerine koymalarını ümit ediyorum.

 

 

'Öykü güzel ve çekici bir kadın'

Partnerinizin Öykü Karayel olduğunu öğrendiğinizde ne hissettiniz?

Proje teklif edildiğinde yapımcıma çalışmak istediğim kadın oyuncu olarak kendisini söylemiştim. Hem başarılı bir oyuncu, hem güzel ve çekici bir kadın. İçinde fırtınalar kopan, dışında ne olduğunu çözemediğimiz ama o fırtınaları gözlerinde hissettiğimiz Eylül’e benzetiyorum kendisini. Gözlerine fırtına var demek haksızlık olur, çünkü tsunami fırtınası var. n Çalışırken en iyi anlaştığınız konular? Tam tahmin ettiğim gibi profesyonel ve güzel bir kadınla çalışmanın keyfini çıkarıyorum. En iyi diye sınırlandırmayalım. Sınırları sevmem. Beyinde sınır yoktur, sınırları insanlar çizer.

 

 

 

'İmkânsız aşk üzerine bir hikâye!

‘Kalp Atışı’nın hikâyesi nedir?

Gençliğinde umutsuz vaka gibi görünen bir kadının, gerçek sevgiyle karşılaştığı anda değişmeye başlamasına tanık oluyoruz. Sevdiği insanların elinden alınmasıyla beraber kendini tek bir amaç uğruna geliştirmeye çabalayıp başarılı bir doktor olması ve geldiği noktanın en büyük sebebi olan adamla yaşadığı imkânsız aşk ilişkisi üstüne bir hikâye diyebilirim. 

‘Kalp Atışı’nın hangi yönü size ‘Evet’ dedirtti?

Doktor dizileri olay örgüsü ve atmosferi itibarıyla dikkatimi çekerdi. Bir de üstüne güçlü ve farklı bir kadın karaktere sahip bu proje. Alışık olmadığımız türden bir kadın Eylül, sert mizaçlı, inatçı, yer yer kaba bile diyebilirim... Başlarda kolay sevilebilecek biri değil. O yüzden cesur geldi bana.

 

‘GERÇEK AMELİYATLARA GİRDİK’ 

Dizide sizi önce liseli asi bir kız, ardından genç bir beyin cerrahı olarak görüyoruz. Role hazırlanırken hangi temeller üzerine kurdunuz karakteri?

Karakteri yönetmenimizle birlikte aldığımız provalarla şekillendirdik. Yusuf Pirhasan’ın oyunculuk algısı çok kuvvetli. Karaktere dair bütün fikirleri bana başından beri çok cazip geldi. Bir de gerçek ameliyatlara girdik, enteresan bir deneyimdi.

Eylül, güzel ve zeki olmasının yanında atletik bir yapıya da sahip. Ekranda alışık olmadığımız bir kadın karakter olacak sanırım.

Evet, kavgacı bir tip olduğu için mecburen öyle bir algı yaratıyor. Yoksa atletik yapı için özellikle yaptığım bir şey yok.

 

‘Kalp Atışı’nda hissedilecek en yoğun duygu nedir?

Mücadele ve aşk.

Partnerinizin Gökhan Alkan olduğunu öğrenince ne hissettiniz?

Gökhan çok düzgün ve kibar bir insan. İlk okuma provamızdan itibaren bizim için güzel geçti her şey. Onun olması mutlu etti beni. n Birlikte çalışırken en iyi anlaştığınız konular neler? İşle ilgili bütün konularda hemfikiriz gibi geliyor bana. 

Bir dizinin sevilmesinde oyuncular ne kadar etkilidir? Çok etkili tabii ki ben sette kurulan samimi havanın yüzde yüz seyirciye yansıdığını düşünüyorum. Onu yaratan şey de oyuncu ve onun diğer oyuncularla ve ekiple kurduğu ilişki. Samimi iş seviliyor. 

 

İnsanlar ‘Kalp Atışı’nda ne bulacak? Neden izlemeli?

Seyirci bir diziden ne bekliyorsa, hepsini bulacak bu dizide.

 

‘Aşk zayıflık değildir’

Eylül, aşkın zayıf insanlara göre olduğunu düşünüyor. Yaşadıkları düşünüldüğünde haklı olabilir. Siz bu konuda ona katılıyor musunuz?

Kötü şeyler yaşamış insanlar, kurtuluş olarak güzel şeylere inanmaktan vazgeçiyorlarsa, talihsiz bir yanılgıya düşüyorlar gibi geliyor bana. Hepimiz zaman zaman yaşıyoruz bunu, mühim olan o yanılgıdan mümkün olduğunca çabuk sıyrılmak galiba.

Aşkı zayıflık gibi görmek veya bir mantığa oturtmak ne kadar doğru?

Hayatta kendinden başka hiç kimseyi sevmeyen insanlar için zayıflık olabilir aşk sadece. Yoksa bana göre varoluşumuzun en gerçek ve en güzel sebebi sevgi. Niye zayıflık ya da mantıksızlık olsun ki.