'Cemil klasik bir abi'

Güncelleme: 21 Ocak 2017 Cumartesi, 09:53:56

Ekranların sevilen çiftinin hikâyesine yeni bir isim daha katıldı: Bülent Emrah Parlak.

SHOW TV’nin yazın başlayan ve kış sezonunda da ilgiyle izlenmeyi sürdüren başarılı dizisi ‘Aşk Laftan Anlamaz’da Hayat (Hande Erçel) ve Murat’ın (Burak Deniz) bazen komik bazense duygusal aşkının her anına şahit olduk. İki âşık her zorluğu aştı birlikte olmak için. Ekranların sevilen çiftinin hikâyesine yeni bir isim daha katıldı: Bülent Emrah Parlak. ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’la hayatımıza giren Parlak, dizide Hayat’ın abisi Cemil’i canlandırıyor. Sevilen oyuncuyu Kartal’daki dizi setinde ziyaret ettik. Set karavanında yaptığımız röportajda hep duyduğum “Bu adam komik ama çok güzel dram oynar” yorumunun haklılığından emin oldum.

‘CEMİL KLASİK BİR ABİ’ 

‘Aşk Laftan Anlamaz’a Cemil karakteriyle dahil oldunuz. Cemil nasıl biri?

Cemil, Hayat’ın abisi ve bir abinin bütün özelliklerini taşıyor. Hayat’ın ailesi Karadenizli bir aile, biliyorsun. Cemil, Karadeniz’de daha fazla vakit geçirdiği için Karadeniz ağzıyla konuşuyor. Dobra bir adam. Bazı konularda çok sert, en son söylemesi gereken cümleyi ilk başta söyleyen bir adam. Koruyucu bir yapısı olduğu için insanı kırıyormuş gibi gözüküyor ama aslında sadece karşısındakini korumaya çalışıyor. Klasik bir abi diyebiliriz aslında. Duygusallıkları, içinde zaman zaman çelişkileri, anlamsızlıkları olan bir adam.

Hayat ve Murat’ın aşkı birçok sınavı, zorluğu ve engeli aşmayı başardı. Cemil onların aşkına bomba gibi mi düşecek?

Onu senaristlerimize sormak lazım. Bomba gibi mi düşer yoksa çatıdan bir kiremit gibi mi düşer bilmiyorum. Tabii ki bir etkisi olacaktır. Kızın abisi geliyor. Bazı şeylerle ilgili uyumsuzluklar, bazı şeylerle ilgili de aşırı uyum gösterecektir. Etkisi olacak ama nasıl bir etkisi olacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

'İKİNCİ GÜNDE HERKESE ALIŞTIM'

Cemil bugüne kadar neredeymiş?

Gürcistan’daymış, biraz çalışmış. Cemil daha çok gezen ve işe çok yeteneği olmayan bir adam. İşleri batırıyor, biraz da şansı tutmuyor. Ailesiyle bağlarını sıkı tutmaya çalı-şıyor ama araya mesafeler girince haliyle biraz uzaklaşıyor. 

Fragmanda gördük ki Cemil’in gelmesi sadece Murat ve Hayat için değil Tuval için de önemli olacak...

Öyleymiş. Tuval’le Cemil bu akşam kar- şılaşacaklar. Devamında neler yaşanır, o da sürpriz olsun.

Aylardır devam eden dizinin oturmuş bir kadrosu var. Ortama kolay adapte oldunuz mu?

Sadece buradaki değil, piyasadaki bütün oyuncu arkadaşlarımız artık genetik olarak kodlandı. Gittikleri setlerde en fazla 1 gün yabancılık çekiyorlar. Hepimiz birbirini anlama ve birbirine alışma konusunda çok yetenekli insanlar haline geldik. Bugün dördüncü günüm, ikinci günde herkese alış- tım. Karavan, ev, set, ışık, dekor her yerde bunlar var. Biz artık bukalemun gibi her sete uyum sağlıyoruz. Tabii bu insanların iyi niyetiyle de alakalı. ‘Aşk Laftan Anlamaz’ın setinde gerçekten çok iyi niyetli insanlar var. Yönetmenimiz, set ekibi, oyuncu arkadaşlar, herkes şahane.

'KARADENİZ ŞİVESİ ZORDUR'

 ‘Aşk Laftan Anlamaz’ı kadrosuna dahil olmadan önce seyretmiş miydiniz?

Çok hâkim değildim ama kadrosu, konusu gibi detayları biliyordum. Metin Abi’nin (Akpınar) girdiğini de biliyordum.

 ‘Ankara’nın Dikmeni’nde Ankara şiveniz çok beğenilmişti. Bu kez Karadeniz şivesiyle çıkıyorsunuz sevenlerinizin karşısına. Sizce beğenilir mi?

Yaparken çok zorlandım. Karadeniz şivesini çok severim. Ben Kartal’da Rizeli ve Trabzonlularla büyüdüm yani kulağım Karadeniz şivesine alışkındır. Fakat bir taraftan da Karadeniz şivesi zordur. Becerebildim mi bilmiyorum. Gerçekten ilk defa bir şeyle ilgili biraz tereddütlüyüm diyebilirim. Şiveyi az yapmaya çalışıyoruz yani her yerde Karadeniz ağzıyla konuşmayınca daha zor oluyor. Bir de dizinin rol aldığım ilk bölümünde gözleri görmüyor numarası yapıyorum.

'USTAYLA BERABER OYNAMAK ŞAHANE'

Karadeniz karakteri çok karikatürize bir tiptir. Cemil’de o tipleme üzerinden mi gidildi? Siz bu karaktere çalışırken, hazırlanırken nelere dikkat ettiniz?

Bende bir Karadeniz aksanı vardı zaten. Sadece o şiveyi Cemil karakterine giydirmeye çalıştım. Yapabildim mi onu da bu akşam izleyip göreceğiz. Zordu ama umarım olmuştur. İlkin günahı olmaz.

Dışarıdan bir göz olarak bakıp yorum yapacak olursanız, ‘Aşk Laftan Anlamaz’ neden sevildi sizce?

Bizim zamanımızda da romantik, tatlı diziler vardı. Gençler bu tarz dizilerden hoşlanırdı. ‘Aşk Laftan Anlamaz’ın alametifarikası gençleri yakalaması ve samimi olması. 

Sizi bu projeye “Evet” dedirten şey ne oldu?

Kadro güzel, hikâye güzel, Metin Abi (Akpınar) var. Ustayla beraber oynamak şahane bir duygu. Güzel ve temiz bir iş.

'DRAM OYNAMAYI ÇOK İSTERİM'

‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’dan sonra komediyle devam ettiniz ama o dönem bile sizden hep dram beklendi.

Hep öyle bir algı vardı. “Çok iyi dram oynar” diyen çok insan vardı. Ben de çok isterim dram oynamayı. Konservatuvarda hiç komedi oynamadım mesela ama bizde böyle. Biraz böyle ilerliyor, komedi oynayan genelde komediyle devam ediyor. Çok hızlı tüketildiği için yapımcılar risk almak istemiyorlar.

Peki bu algı sizi proje seçimlerinde zorluyor mu?

Şu ana kadar yaptığım işler ortada. Yüzlerce iş yapmadığım için böyle bir sorun yaşamadım. Hep aynı şeyler gelirse sorun olabilir. Gelen proje bir öncekinin aynısıysa kabul etmediğim oluyor.

'ÇOCUĞUMLA AYNI HAYATI YAŞAMAYA ÇALIŞIYORUM'

Geçtiğimiz mayıs ayında baba oldunuz. Baba olmak hayatınızda neleri değiştirdi?

Çok fazla bir şeyi değiştirmedi. Çocuğumla birlikte aynı hayatı yaşamaya çalışıyorum. O benim için bir birey, benden olan bir birey var. Algıda hep “Bir de ufaklık var” fikri var ister istemez. Biz bunu en aza indirmeye çalışıyoruz. Hayat bir tane ve bu hayatı beraber yaşıyoruz. Bu şekilde düşünü- yorum ama ne kadar başarabiliyorum bilmiyorum.

Eşiniz Burcu Gönder de oyuncu ve şu an çalışmıyor. Çocuk büyüdükten sonra mı çalışacak? Kariyer planlamanız bu yönde mi?

Kariyer planlaması olarak değil de kızımızın anneye daha çok ihtiyacı oluğu için, annesinin daha çok yanında olması gerekiyor.

2 yıl sonra siz evde çocukla, Burcu Hanım’sa sette gibi bir durum olur mu?

Olur tabii, neden olmasın?