'Hem eğlendireceğiz hem kazandıracağız'

Güncelleme: 02 Kasım 2015 Pazartesi, 15:35:12

Hafta içi her gün milyonları SHOW TV ekranına kilitlemeye hazırlanan ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’nın ekran yolculuğu yarın başlıyor.

Hafta içi her gün milyonları SHOW TV ekranına kilitlemeye hazırlanan ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’nın ekran yolculuğu yarın başlıyor. Çağla Şıkel ve Alişan’ın sunacağı programda sohbet, didişme, aksiyon ve kahkaha bir arada olacak. Ekranların başarılı ikilisiyle yeni programlarını konuştuk

 

EKRANLARIN en çok yakışan çifti olarak gösterilen Çağla Şıkel ve Alişan’la ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’nın çekimlerinin yapıldığı Sefaköy’deki Ciner Stüdyoları’nda buluştuk. Şıkel’le yeni programları üzerinden başlayan sohbetimiz, özel yaşantısı, moda dünyası, Alişan ile dostlukları ve sosyal medya kullanımına kadar uzanırken Alişan’la da ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’ başta olmak üzere özel hayatını, müzik sektörünü, Çağla Şıkel’le olan dostluğunu ve daha pek çok şeyi konuştuk.

 

 

‘Alişan’la dostluğu avantaja çevirdik’

‘Kız Tarafı ve Erkek Tarafı’nın ekran yolculuğu yarın başlıyor. Nasıl bir program olacak?


ÇAĞLA ŞIKEL: Çok heyecanlıyım. Heyecanımın sebebi İlker Ayrık’ın kurduğu yapım şirketinin bizim üzerimize göre bir format dikmiş olması. Alişan’la kendi aramızda çok eğlenceli bir tarafımız var. Bunu kullanabileceklerini düşünüp “Bunların üzerine göre bir giysi dikelim” dedikten sonra bu formatı oluşturuyorlar. Var olan bir format değil, tamamen kadın-erkek ilişkisi üzerine ve kadın-erkek çatışması üzerine, Alişan’la bizim didişmelerimiz üzerine kurulmuş bir program.

 

Sloganınız “Evlenilecek değil eğlenilecek bir program”


Bu cümleden diğer evlilik programlarından ayrıldığınız ortaya çıkıyor. Bizim programımızda ekstra bir şey çıkmazsa evlendirme durumu söz konusu değil, niyetimiz de o değil. Bütün programların evlenme ve ilişki üzerine kurulu olması, bizim ise onlardan tamamen ayrı bir şekilde yarışma programı yapıyor olmamız aslında en büyük farkımız. O saatte bize benzeyen program yok. ‘

 

SINIRLARI ZORLAYACAĞIZ’

Eğlencenin sınırlarını zorlayacağız diyebiliyor musunuz?


Eğlencenin ve heyecanın demeliyiz. Sanki bütün hediyeleri ben kazanacakmışım gibi heyecanlıyım. Bütün hediyeleri kasaya koyabiliyorsun ama eleme oyununda elenirsen hiçbir şey almadan evine dönmek zorunda kalıyorsun. Böyle acımasız kurallar da var. Sadece yarışmacılar değil biz de yarışıyoruz. Onlar kadar hırslanıyor, onlar kadar üzülüyor, kazandığımız zaman da onlar kadar seviniyoruz.

 

Alişan’la dostluğunuz dillere destan. Bu dostluk ekranda başarıyı getiriyor diyebilir miyiz?


Tabii ki getiriyor. Alişan’la çok iyi dost olmamızdan ötürü uzun yıllardır ekrandayız. Dostluğu avantaja çevirip yıllardır bu işten ekmek yiyoruz. Alişan’ın ensesine vur lokmasını al, o derece. Bir araya geldiğimizde eğlenmeyi bilen bir çiftiz.

 

Alişan’ın olumsuz yanı yok mu?


Tek olumsuz yanı çok stresli olması. Zaman zaman suratımda onun yüzünden sivilceler çıkıyor. “Sus artık Alişan ölüm yok sonunda” diyorum. Ama muhakkak bu heyecanın bir benzerini ben de yaşıyorum.

Marka takıntınız var mı?

Çok pahalıya aldığım bir gözlüğün suratına bakmazken mesela 10 liraya aldığım bir gözlüğe gözüm gibi bakıyorum. Gözümü bozma ihtimali olsa da markadan ziyade bana yakışıp yakışmadığı önemli. Hele bir de ucuz olursa tadından yenmez.

 

 ‘60’TA PODYUMA ÇIKARIM’

 Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu sizin için “Çağla 60 yaşına da gelse yine defilelerimde olacak” dedi. Bu beyan hakkında neler söylersiniz?


 Bunu duyduktan sonra büyük bir sorumluluk duygusu hissettim. Yüz olarak durumum ne olur bilemiyorum ama eğer istersem 60 yaşında da podyuma çıkabilirim. Bu fiziğim hiç bozulmaz diyemiyorum ama korurum. Cengiz, beni her türlü güzel gösterir ve zevkle de çıkarım. Hayatım boyunca kiloyla ilgili problem yaşamadım. Genetik olarak şanslıyım. Kendimi koyuversem bile kilo almam. Hem spor konusunda hem de beslenme konusunda sonradan görme değilim. Balerin olarak büyüdüğüm için küçük yaşlardan beri hep sporla iç içeydim ve beslenme düzenim vardı.

 

Biraz çocukları konuşalım. Uzay ve Kuzey’den önceki hayatınızla şimdiki hayatınızı kıyaslar mısınız?


Önceki kendime hakaret etmek istemiyorum ama hayatım çok boşmuş. Sadece çalışıp para kazanıyormuşuz, arkadaşlarımızla yiyip içip, yatıp kalkıyormuşuz. Şimdi bütün dünya oğullarımın etrafında dönüyor. Hayatımın merkezinde onlar var. En büyük arzum onlara iyi bir gelecek sunup iyi bir annelik yapabilmek. Çocuklarım için çalışıyorum.

 

‘ATARLANDIĞIM DOĞRUDUR...’


Son dönemde sosyal medyada paylaştığınız makyajsız fotoğrafların altına “Çok çirkinmiş” tarzında yorumlar geliyor. Bu fotoğrafları hangi amaçla paylaşıyorsunuz?

Ç.Ş.: Güzellik endişesi taşıyan bir kadın olmadığımı paylaştığım makyajsız fotoğraflarda anlatmak istiyorum. İnsanlar güzellikleriyle, çirkinlikleriyle yargılanmamalı. Bir ünlü Instagram’a fotoğraf attığında “Aa ne kadar çirkin” deme lüksün var ama insanları incitmek suiistimale girer. Suiistimal olduğunda sosyal medyada atarlandığım doğrudur. Ben böyleyim böyle kabul edin. Bir sivilce güzelliğimizi alıp götürecekken insanları bu şekilde yargılamaktan vazgeçilmeli. Hepimiz yerçekimine yenik düşeceğiz. İçimizi ne kadar zengin tutup beslersek, ne kadar üretirsek, ne kadar kendine güvenli güçlü bir kadın olursak o kadar güzeliz.

 

‘Çıkış noktamız eğlendirmek’

 “Kız Tarafı Erkek Tarafı’nın ekran yolculuğu yarın başlıyor. Nasıl bir program izleyicileri bekliyor?


ALİŞAN: Eğlenecekleri bir program bekliyor. Çekimleri yaparken inanılmaz eğlendiğimizi söyleyebilirim. Hediyelerimiz olacak ve bunları dağıtacağız. Çağla’yla birlikte öğleden sonra canlı yayınlanmayan bir kuşak programı yaparak bambaşka bir deneyim yaşayacağız. Sette bulunan güzel atmosfer umarım ekrana da yansıyacak. Bugüne kadar Show TV’de hep en iyi işlerimize imza attık. İnanıyorum ki ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’ gündüz kuşağının en sevilen programlarından biri olacak.

 

 ‘ADİL ŞARTLARDA YARIŞILACAK’

 Programın formatı hakkında bilgi verebilir misiniz?


 3 kız ve 3 erkek grup kurup bize başvuruyorlar. Amansız bir çekişmeye giren gruplarda ben doğal olarak erkek tarafını temsil ediyorum. Yarışmaların fiziki güce dayalı olmadığını, çok basit olduğunu söylemek isterim. Zaten böyle olsa erkekler her etabı kazanırdı. Erkeklerin ve kadınların adil şartlarda yarışacakları bir format.

 

Nereden çıktı bu format?


 Çağla ile 2-3 yıldır “Bize şöyle güzel bir yarışma formatı gelse çok iyi olur” diye aramızda konuşuyorduk. Nitekim geçtiğimiz yılın sonunda bu formatı çekme konusunda kanalla mutabık kaldık. Sabah kuşağında canlı yayın değil de daha format bir iş olsun deyip yaz tatiline böyle girmiştik. Tatil bitince de konuştuğumuz gibi bu format geldi ve biz çok beğendik.

 

 Programın yayınlanacağı saatte diğer kanallarda evlendirme programları olacak.


 Burada bizim amacımız insanları evlendirmek değil eğlendirmek olduğundan diğer programlardan bu yönümüzle ayrılıyruz. Çıkış noktamız eğlendirmek. Eğlendirmenin yanı sıra ödüller de yarışmaya katılacakları bekliyor. Yılbaşı akşamı bizimle yarışıp en iyi performansı gösteren kız ve erkek taraflarından bir grup yeni yıla arabayla girecek.

 

‘YILIN EN İYİ İŞLERİNDEN BİRİ’

 Bu programa kimler katılmalı?


 Kendine güvenmenin yanı sıra iyi arkadaş, iyi akraba olanlar ve birbirlerini iyi tanıyanlar bu yarışmaya katılmalılar. Daha önce televizyon deneyimi yaşamamış olanlar da ileride evlatlarına anlatacakları güzel bir hikâye olsun istiyorlarsa bizimle yarışabilirler. Ev hanımları bizi yalnız bırakmayacaklardır. Bu yılın en iyi işlerinden biri olacak.

 

 Çağla Şıkel ile olan dostluğunuz dillere destan. Bu dostluğun programa etkileri desem...

 

Çağla ile olan arkadaşlığımız ister istemez ekranda başarıyı da getiriyor. Şu an Seda Sayan-Uğur Arslan ikilisi birlikte evlilik programı yapıyorlar ama bizim gibi ekranda yıllardır süregelen partnerli bir iş yapan yok. Geçmişte Çiğdem Tunç ile Mehmet Ali Erbil yapmıştı bizim bir benzerimizi. Çağla ile ‘Cennet Mahallesi’nden beri birlikteyiz. Birbirimizi çok seviyoruz ve iyi tanıyoruz. İşin püf noktası da bu. Çağla’dan sıkılacağımı zannetmiyorum.

 

 Müzikal anlamda çalışmalarınız var mı? Yakın bir zamanda yeni bir albüm söz konusu mu?


Artık albüm çıkarmayacağım. Zaten çok fazla albüm yapan sanatçı kalmadı. Artık 3-4 ayda 1-2 şarkı yapıp onları internet ortamında piyasaya süreceğim. Eskiden müzik piyasası için can çekişiyor, solunum cihazına bağlı diyorduk ama gelinen noktada o fişi çektiler ve öldü. 80 milyonu aşkın nüfusu olan bir ülkede yılın en çok satan albümünü 100 bin kişi alıyorsa oturup düşünmek lazım.

 

 Bugüne kadar kurduğunuz hayalleri gerçekleştirebildiniz mi?


 Kurduğum her hayali gerçekleştirdim. 19 yıldır bu piyasadayım. Güzel şeyler yaptığıma inanıyorum. Şarkıcılık yaparken bir dizim olsun isterdim oldu, bir programım olsun isterdim, oldu. Hiçbir dönem uçuk kaçık hayallerim olmadı. 

 

‘24-25 yaşında gibiyim’

Görüntü olarak pek belli etmesiniz de 40’a merdiven dayadınız. 40 yaş sendromu yaşıyor musunuz?

 

ALİŞAN: Böyle bir sendrom yaşamıyorum çünkü kendimi 39 yaşında hissetmiyorum. Ben hâlâ 24-25 yaşındaymış gibiyim. Fiziksel olarak sadece sakallarım biraz beyazladı, saçlarım çok şükür beyazlamadı. Benim anne tarafı da baba tarafı da kolay kolay yaşlanmıyor, bu genetik.

 

 Basında adınız müzmin bekâra çıktı. Evliliğe karşı düşüncelerini merak ediyorum.


Sanat camiasında benim kadar ev hayatına düşkün, çocuk isteyen ve mutlu bir yuva sahibi olmak isteyen başka birisi olduğunu zannetmiyorum. Bu iş isteyince olmuyor ama işte kısmet ne zaman denk gelirse... Kardeşimi evlendirdim, yeğenlerimle güzel vakitler geçiriyorum. Allah bana kendi düğünümde yapmak istediklerimi kardeşimin düğününde nasip etti. Benim en büyük hayalim İbrahim Tatlıses’in düğünüme gelip şarkı söylemesi ve nikâh şahitliğimi yapmasıdır. Bu kardeşime nasip oldu.

 

Evlilikte yaş sınırı olduğuna inananlardan mısınız?


 Erkeklerde evlilik için bir yaş sınırı olduğuna inanmıyorum. Kadın olarak belli bir yaşa geldiğinde evde kalma riskin çok fazla ama erkekte böyle bir risk yok. Benimle ömür boyu arkadaşlık yapabileceğine inandığım biri çıkarsa direkt nikâhı basarım zaten. Gençken sarışın olsun, yeşil gözlü olsun, balıketli olsun diye bir düşüncem vardı ama insan yaş aldıkça fiziksel şeylerin önemsizliğini kavrıyor. İki göz birbirine baktığında alev çıksın yeter. 


 Arif HÜR/ Habertürk