'Lezzet Akademisi' başlıyor!

Güncelleme: 10 Şubat 2019 Pazar, 10:14:45

'Lezzet Akademisi', izleyenleri ekran başına toplamaya hazırlanıyor. Program sonrası öyle iştaha geleceksiniz ki... Kendinizi mutfağa atacaksınız.

Eski tatlara akademik yeni dokunuşlar...
Show TV'nin yeni programı 'Lezzet Akademisi', izleyenleri ekran başına toplamaya hazırlanıyor.
Program sonrası öyle iştaha geleceksiniz ki...
Kendinizi mutfağa atacaksınız.

'Lezzet Akademisi'ni televizyon izleyicisinin tatlı sohbeti ve birbirinden leziz yemekleriyle tanıdığı Sedef İybar sunacak.
BKM yapımı ‘Lezzet Akademisi', Türk mutfağının en değerli lezzetlerini titizlikle hazırlayıp, yeniliklerle sunulacağı genç şef adaylarını yarıştıracak.
Şeflerin koçluğunu ise Berfin Erdoğan yapacak.

Aylin Yazıcıoğlu, Danilo Zanna ve İsmet Saz'dan oluşan ve meslek erbabı yemek ustalarının jürisi olduğu, formatı Hülya Ekşigil tarafından yazılan 'Lezzet Akademisi'nde her hafta bir de ünlü isim puan verecek.
6 şef adayının, 13 hafta boyunca hayalleri için yarışacağı yarışmanın ilk konuk jürileri ise şef Feridun Ügümü ile Ezgi Mola oldu. 

'Lezzet Akademisi'nde şef adayları, bu hafta 1'inci etapta karnıyarık ve domatesli pilav yapacaklar.
2'nci etapta ise aynı malzemeleri yaratıcı ve yenilikçi düşünceleriyle harmanlayıp sofraya getirecekler.

Şef adayları, jüriyi hazırladıkları yemeklerle tatmin edebilecekler mi?
Dolmalardan böreklere, köftelerden patlıcan yemeklerine kadar yüz yıllardır severek yediğimiz ne varsa, hakkıyla pişirebilecekler mi?

Bu soruların cevabına tanık olmak isteyenler Show TV'de ekran başına.

Hem karnıyarık ve domatesli pilav hazırlanışındaki püf noktalarını görecek, hem aynı malzemelerin farklı uygulamalarıyla yeni fikirler edinecek hem de eğlence dolu bir yarışmanın heyecanını yaşayacaksınız.

'Lezzet Akademisi'nin ilk bölümü bugün saat 16.15'te ilk bölümüyle SHOW TV'de.

Hülya Ekşigil, Sedef İybar, Berfin Erdoğan, Aylin Yazıcıoğlu, İsmet Saz ve Danilo Zanna, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'ın sorularını cevapladı.

Lezzet Akademisi'nin benzer programlardan farkı nedir?

HÜLYA EKŞİGİL: 'Lezzet Akademisi', diğer programlardan farklı olarak Türk Mutfağı'na odaklanan, mutfağımızın geleneksel lezzetlerini kırk yılda bir yediğimiz yemekler olmaktan çıkarıp sofralarımıza daha sık getirmek isteyen, o yemeklerin inceliklerine eğilen bir program. Genç şef adaylarının bu zengin mutfağa sahip çıkıp onu daha da ileriye taşıması, dünya sahnesinde hak ettiği yere getirebilmesi hayaliyle tasarlandı. Bunun için okullu şefler yarışıyor.

SEDEF İYBAR: 'Lezzet Akademisi', Türkiye'de bugüne kadar yapılmış hiçbir programın benzeri değil. Sadece yarışma kelimesi belki benziyor ama yarışmanın içeriği bir diğer formata benzemiyor çünkü bütün yarışmacıların bu programa yarışmacı olarak katılabilmesi için gastronomi bölümü mezunu veya son sınıf öğrencisi olması gerekiyor. Çoğunluk zaten, (15 kişi) gastronomi bölümünü bitirmiş şefler. Bir diğer özelliği ise jüri üyelerinin hepsinin okullu olması. Sadece misafirlerimiz, o tarifin duayeni olarak alaylı, iyi üstatlar. Bu işi defalarca kez, o yemeği yüzlerce kez tekrar tekrar yapmış iyi üstatları misafir ediyoruz. Dolayısıyla daha önce yapılmışlara benzemiyor.

AYLİN YAZICIOĞLU: Televizyonum olmadığı için iddialı konuşmak istemem. Ama hem yarışma hem akademi olma gibi zorlu bir misyonu olması diyebilirim. Merkezinde klasik ve yenilikçi halleriyle tamamen yemek var. Mutfağın özüne sadık kalarak Türk mutfağının gelecek nesillerine doğru bilgiyi ve vizyonu aktarmak var. Üstelik tüm bunlar varken heyecan ve eğlence de var.

İSMET SAZ: 'Lezzet Akademisi'nin benzer programlardan farkı, bu program bir akademi. Bu esasında bir programdan öte akademi. Burada öğrendiklerini hayatlarında gerçekten işlerine devam ettiriyorlar. Çünkü mezun olduktan sonra okulda öğrendiklerini unutup gitmiyorlar, burada pekiştirerek ne öğrendiklerini, hayatlarının nerelerinde daha çok yardımcı olabileceklerini öğreten bir akademi bu.

DANILO ZANNA: Programımız gıda ve yemek kültürü üzerine yoğunlaşıyor, geleneklere saygılı ve bir gözle geleceğe de bakıyor bunu da restoran dünyasına yeni giren genç insanlar aracılığıyla yapıyoruz. Bu yüzden bu program, Türk mutfağının kültürünü en gençlerine aktarmak niyetiyle doğdu.

BERFİN ERDOĞAN: Adından da anlaşılacağı üzere 'Lezzet Akademisi', sadece bir yemek yarışması değil aynı zamanda bu alanda eğitim almış genç aşçıların şef olma yolunda sektörün profesyonellerinden öğreneceği bir platform olacak.

Hangi özelliklerinden dolayı 'Bu bu işte varım' dediniz?

SEDEF İYBAR: Bu işe başlama sebebim, zaten çok yakın iki arkadaşım Hülya Ekşigil ve Deniz Alphan. Onlara aitti bu yazılım. Yarışmanın senaryosu ve formatı, onların yazdığı bir yarışma formatıydı. Her ikisi de Türkiye'de 7 bölgede yenilen, içilen her türlü yemeği, her türlü kurulan pazarı, bölge bölge araştırmış, teknik olarak çok iyi donanıma sahip, 2 yemek araştırmacısıdır. Bu sebeple başladım. Tabi ki bir diğer sebep de BKM'nin arkamızda durması ve muhteşem jüri üyeleri; Aylin Yazıcıoğlu, İsmet Saz ve Danilo Zanna ile bir araya gelmek. Berfin'le çalışıyoruz, uğraşıyoruz.

AYLİN YAZICIOĞLU: Öncelikle tabii ki Deniz Alphan, Hülya Ekşigil ve Sedef İybar'ın işin başında olması. Onların sayesinde 'TV'de hem öğretici hem eğlenceli bir yemek yarışması yapılabilir mi?' gibi çok zor bir soru sonunda olumlu cevaplandı. Biz aşçılar için çok önemli olan mutfağın özüne sadık kalmaya her aşamada özen gösterileceğinden emin olarak başladım, öyle de oldu. Genç aşçı adaylarına ulaşabilme ve tecrübelerimizi aktarma fırsatıysa paha biçilemez.

İSMET SAZ: Bu işte birincisi bizim sektörde eksikliğimiz yüksek. Her mezun olan maalesef şef olamaz. Belli bir süreçten geçmesi gerekiyor. Bu süreçten geçen arkadaşların da durumu ne? Ne yapabiliriz? Biz bu arkadaşlara nasıl yardımcı oluruz? Akademide neler öğretebiliriz? Gerçekten eksik kalmış o klasik Türk reçetelerine benim restoranım gibi restoranlarda nasıl sevgiyle ve o şıklıkla onları sunabiliriz. Hikayesi bu. Bu yüzden de ben bu işin içinde mutlaka ki olurum dedim.

DANILO ZANNA: Sedef, benden bu programa katılmamı istediğinde, gerçekten heyecanlandım, Bazen geleneksel şema ve yöntemlerin dışındaki şeylere bakmak ve değerlendirmek önemlidir, son yıllarda Türk mutfağını çok çalıştım, kesinlikle cok taze ve yeni bir vizyonum var, bu mutfağın revizyonunu daha yenilikçi bir şekilde hayal etmek için yararlı bir vizyon.

BERFİN ERDOĞAN: Üniversitede 4 yıl aşçılık ve restoran işletmeciliği okuduktan sonra ABD'nin en büyük yemek kanalının yapımcılığını üstlendiği bir yemek yarışmasında prodüksiyon asistanı olarak bir sene çalıştım. Türkiye'ye döndüğümde ise deneyimlerimi kullanarak televizyona yeni bir proje yapmaya hevesliydim. Sedef İybar'ın bir gün gelip bana şu anki editörlerimizle yeni bir format bulduklarını söylediğinde projenin ilk tohumları atılmış oldu.

'Lezzet Akademisi' ile izleyiciye aktarmak istedikleriniz nelerdir?

HÜLYA EKŞİGİL: Karnımızı pratik bir şekilde doyurmak hepimizin ihtiyacı. Ama çok kıymetli bir mutfağımız var ve geleneksel yemeklerin yok olup gitmesine göz yummamak lazım. Özel günlerde de olsa, herkes sofrasına hakkıyla yapılmış bir Türk yemeği koyabilmeli. Yemek pişirenler internetteki tarif karmaşasından sıyrılıp, kendi mutfağını daha çok tanımaya çalışmalı. Gençlerimizin tadını bile bilmediği yemeklerimiz var. Mutfağını bilmemek, sahip çıkmamak büyük bir kültürel çöküş. Üstelik her Türk yemeği bütün günü mutfakta geçirmeyi gerektirmiyor, çılbır yapmak telefonla pizza siparişi vermek kadar kolay. Yeter ki yemeklerimize mutfağımızda öncelik verelim, gelecek nesillere o lezzetleri aktaralım. Biz yemeğe ilgi duyan ve mutfağa giren herkese ve özellikle de gençlere hem geleneksel yemeklerimizi hakkıyla yapmak hem de o yemeklere yaratıcı katkılar getirebilmek için bir fikir verebilmeyi, yol açabilmeyi hedefledik.

İSMET SAZ: 'Lezzet Akademisi'nin izleyiciye aktarmak istedikleri şunlar; bakın bu bir yarışma programı ama bu yarışma programından sonra buradan öteye gidecek arkadaşların hemen neler yapabileceğini siz de yakından takip edebileceksiniz. Bu bir akademi, burada kaybeden yok, burada hep kazanan var. Çünkü adı üstünde akademi, programdan öte, doğru kesim ve pişirme tekniklerinin uygulandığını, nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu, hijyenin ne kadar önemli olduğunu, gerçekten de bir patates de yapsanız, kaz ciğeri de yapsanız, ıstakoz da yapsanız doğru pişirme tekniği olduğunda hepsinin farklı lezzetleri olduğunu ve bu tekniklerin nasıl uygulanacağını görecekler diye düşünüyorum.

SEDEF İYBAR: 'Lezzet Akademisi'yle izleyiciye aktarmak istediğimiz en önemli şey aslında sadece şu anda bizi izleyenlere değil, gelecek kuşaklara bir mesajı var bu yarışmanın. Türk mutfağı, muazzam bir mutfak, bizler için, bu yarışmaya evet demiş herkes için, muazzam bir mutfak. Dolayısıyla bu mutfağın, gelecek kuşaklara gelecek nesillere doğru aktarılması, doğru öğretilmesi. Bir diğer sebep ise yurt dışında maalesef tam doğru yerde, ait olduğu platformda değil. Yurt dışında çok çok daha iyi bilinir ve popüler olmasını sağlamak, çünkü mükemmel bir mutfağımız var. 7 bölgenin de limitsiz, birbirinden farklı, şahane lezzetleri var. Dolayısıyla en önemli misyonumuz, Türk mutfağının dünya mutfaklarında yer alabilmesini ve gelecek nesillere iyi öğretilmesini sağlamak. Kavgasız, patırtısız, kalp kırmadan, gönül koymadan, hiç kimseyi incitmeden, aslında bağırış çağırış yapmadan da, pekala çok güzel yemek öğretilebileceğini, arada içinde çok daha teknik, meraklısına üstatlardan, hocalarından bilgi aktarılabilecek, doğru tanımları olan bir yemek yarışması olduğuna çok inanıyorum. Umarım seyircimiz de sever.

AYLİN YAZICIOĞLU: Türkiye gastronomi dünyasında sadece hep birlikte çözebileceğimiz sorunlar var. Evet mutfağımız çok zengin, evet hak ettiği yerde değil. Ama biz mutfağımızın özüne ne kadar sadığız ve onu ne kadar doğru sunuyoruz bunu sormalıyız. İşin ustalarıyla bir araya gelerek doğru bildiğimiz vizyonu gençlere aktaracak zengin bir içerik üretmek istedik. Benim için yarışan gençler ve izleme fırsatı bulacak binlerce gencin yolculuğuna katkıda bulunmak çok önemliydi. Bizim için küçük, Türk mutfağının geleceği için büyük bir adım olmasını dilerim.

DANILO ZANNA: Bir bıçağın veya bir tarifin arkasında yatan tutku ve özveri, genç bir aşçıyı canlandırmak için bulunan zorluk, ama hepsinden öte, güzel Türk mutfağının güzelliğini ve özelliğini paylaşmak için, çünkü bazen alışkanlıklar çevremizdeki neyin güzel olduğunu unutturur.

BERFİN ERDOĞAN: Hedefimiz Türk mutfağını genç şeflere aşılamak, aynı zamanda geleneksel Türk tariflerinin günümüze uyarlanabileceğini göstermek ve dünya standartlarına çıkartmak.