Esra Bilgiç: Ramo ile Sibel aşkına yepyeni bir düğüm attık

Güncelleme: 25 Eylül 2020 Cuma, 09:57:15

Ramo'nun 'Sibel'i Esra Bilgiç, Habertürk'e verdiği röportajda, gerçek hayattan kesitler sunmasının, dizinin fenomen haline gelmesinde önemli payı olduğunu dile getirirken kendisi hakkında "Aslında ben hayatımın bu döneminden çok mutluyum. Kendimi o uzun ve zorlu yolları yürüyebilecek güçte hissediyorum" yorumunda bulundu.

Oyunculuk kariyerine 2014'te başladı.
SHOW TV'nin fenomen dizisi 'Ramo'da canlandırdığı 'Sibel'i hafızalara kazıdı.
Esra Bilgiç, oyunculuk yapmasının yanı sıra çoğu kişinin hayalini kurduğu bir başka mesleğin de öğrenimini görüyor; hukuk...
Canlandırdığı 'Sibel' ile çok farklı hayatlara, karakterlere sahip olmasına rağmen izleyicide bıraktığı etki Esra Bilgiç'in oyunculuk gücünü gözler önüne seriyor.

Yapımcılığını BKM'nin, yönetmenliğini M. Çağatay Tosun'un, senaristliğini Toprak Karaoğlu, Seda Karaoğlu ile Birol Tezcan'ın üstlendiği Murat Yıldırım'ın 'Ramo' karakterine hayat verdiği 'Ramo'da Esra Bilgiç, Olgun Şimşek, İlker Aksum, Yiğit Özşener, İdil Fırat, Devrim Özkan, Mustafa Yıldıran, Pelin Körmükçü, Hakan Gerçek, Bora Cengiz, Efsane Odağ ile Sacide Taşaner gibi oyuncular yer alıyor. 'Ramo'nun nefesleri kesen hikâyesi, her cuma günü saat 20'de SHOW TV ekranlarına yansıyor.

Esra Bilgiç, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan ile yaptığı röportajda 'Sibel'i canlandırdığı diziyi, "Ramo... İşte bu samimiyet, o evin sıcaklığı, ocakta dumanı tüten yemek, sevdiği kadının döktüğü gözyaşı, annesinin acısı, yaşama bağlı bir ağabey ve fedakâr yengeler, yeğenler… Hayatın tüm acımasızlığına karşı direnen bir ev" sözleriyle yorumladı. Bilgiç, hem oyunculuk yapması hem de hukuk öğrenimi görmesi hakkında ise "Orta halli bile olmayan emekçi bir anne ile babanın evladı olarak zaten hiçbir şeyi kolay elde edemiyorsunuz. Çok çalıştım, çalışıyorum ve ömrümü okuyarak geçirmek tek isteğim" dedi.

Sizce hangi özellikleri 'Ramo'nun fenomen bir dizi haline gelmesini sağladı?
Ben ilk günden bugüne bizi destekleyen tüm seyircimize gönülden teşekkür ederim. Bizimle birlikte bu yolda yürüdüler ve 'Ramo'ya inandılar. Biz, Adana'nın fakir mahallelerinden birinde doğup büyümüş ve her ne pahasına olursa olsun haksızlığa karşı duran bir adamın hikâyesini samimiyetle anlatmaya çalışıyoruz. Üstüne oynanan tüm oyunlara yüreğiyle ve cesaretiyle meydan okuyan genç bir adam 'Ramo'... İşte bu samimiyet, o evin sıcaklığı, ocakta dumanı tüten yemek, sevdiği kadının döktüğü gözyaşı, annesinin acısı, yaşama bağlı bir ağabey ve fedakâr yengeler, yeğenler… Hayatın tüm acımasızlığına karşı direnen bir ev… Gerçekti işte. Şimdi o mahallede bir eve girip benzer bir hikâyeyi başka kişilerden dinleyebilirsiniz. 'Ramo'nun başarısının sebebi gerçekliği ve samimiyeti.

İlk sezonun değerlendirmesini yapacak olursanız bu konuda yorumunuz ne olur?
Mart ayında Adana'dan zorunlu dönüşümüze (pandemi) kadar çok verimli bir sezon geçirdiğimizi düşünüyorum. Biz Adana'da 11 bölüm çektik. 'Sibel' ve 'Ramo' aşkını, bu aşkın nasıl başladığını 'Ramo'nun ailesine verdiği önemi ve hak arayışını çok güzel izah ettik. Karakteri oluşturma aşamasında da şehrin dokusunu, yemeklerini ve en önemlisi Adana insanının samimiyetini, olaylara verdiği tepkileri, hüzünlerini ve mutluluklarını birebir gözlemlemek büyük bir şanstı. Taşköprü'de çay içtik, Kazancılar'da esnaf ile çok güzel anılar biriktirdik.

Yeni sezonda diziyi daha da zenginleştiren unsurlar nelerdir?
'Ramo' ile 'Sibel' aşkına yepyeni bir düğüm attık; kördüğüm... 'Ramo', 'Sibel'in ona ihanet ettiği düşüncesiyle altüst oluyor, 'Sibel' ona gerçeği anlatmak için çıldırsa da 'Ramo'nun yaşaması için susmak zorunda. 'Sibel'in durumu karmakarışık. Üstünde inanılmaz büyük sorumluluklar var. Cihangir'in oğlu ile evlendi. Aileye girdi. Polis onu bir piyon gibi kullanıyor. Hayatta tek bir kişi kaldı 'Sibel' için. O da 'Ramo'... Ve onun için ne pahasına olursa olsun her şeyi göze alacak. Çünkü onu deliler gibi seviyor. Bu, 'Ramo' ile Sibel aşkı için, yani hikâyemiz için muazzam bir zenginlik olacak. Bunun dışında biliyorsunuz çok değerli oyuncu arkadaşlarımız aramıza katıldı. Yönetmenimiz M. Çağatay Tosun ve değerli ekibimizin bakış açısı cuma akşamları televizyon ekranlarında bambaşka bir 2.5 saat yaşatacak izleyiciye.,

'Ramo'nun kariyerinize etkisinin neler olduğunu söyleyebilirsiniz?
Muhteşem bir hikâyenin parçasıyım. Anlattığımız hikâye ve varmak istediğimiz sonuç çok evrensel. Bedeli ne olursa olsun adaleti arıyoruz. 'Ramo', bir oyuncu olarak kendimi gösterebileceğim her malzemeyi senaryosu ve ekibiyle bana sunuyor. En başından beri kendimi çok şanslı hissettiğim bir yerdeyim. Kariyerim nasıl şekillenir bilemiyorum ama benden çok çalışmamı kendimi çok geliştirmemi bekleyen bir yapım 'Ramo'… İnsan çok emek verdiği her şeyin karşılığını mutlaka güzel şekilde alıyor.

Her oyuncunun canlandıracağı karaktere mutlaka katkısı olduğu gerçeğinden yola çıkacak olursak senaryodaki Sibel'e ne ölçüde katkınız vardır?
Esra Bilgiç olarak 'Sibel' ile sınırlarımı zorlayabiliyorum. Gerçek hayatta çok tecrübe edebileceğim şeyler değil 'Sibel'in yaşadıkları. Açıkçası kendim dahil kimsenin yaşamasını istemem. Karanlık dünyalar, faili meçhul cinayetler, intikam hırsıyla dolu insanlar, silahlar, bombalar, kaçakçılık… 'Sibel' bu karanlık hayata doğmuş. Esra Bilgiç ise bunları ancak filmlerde izlemiş bir kız :) Cesaretli ve korkusuz olmayı başka nasıl daha iyi öğrenebilirdim? 'Sibel'in soğukkanlı tavrının yanında inanılmaz fedakâr ve merhametli oluşunda benim Esra Bilgiç olarak katkım büyük :) 'Sibel'in verdiği tepkiler daha yıkıcı ve sert, kendi adaletini kendisi sağlıyor. (Bu kısım hiç bana göre değil) Silahı alıp sevdiği adamın kalbine dayıyor sonunu düşünmeden. Düşmanının oğluyla evlenip polise muhbirlik yapıyor. (Bunu yapabilirim) Korku yok. :)

Kariyerinizin hangi döneminde olduğunuzu düşünüyorsunuz? Ve bu dönemde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Oyunculuk kariyeriniz adına hedeflerinize ne ölçüde ulaştığınızı söyleyebilirsiniz?
Henüz her şeyin çok başındayım. Yürümem gereken çok uzun bir yol var önümde. Sadece bulunduğum yerden ve çalışmaktan büyük keyif alıyorum diyebilirim. Aslında ben hayatımın bu döneminden çok mutluyum. Kendimi o uzun ve zorlu yolları yürüyebilecek güçte hissediyorum.

Hukuk öğrenimi görmek de oyunculuk yapmak da çok kişinin hayalidir. İkisine birden sahip biri olarak bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisiyim. Oyunculuk hayatın ta kendisi. Hukuk da beni hayatın kendisine yaklaştırıyor. İnsana, insanın doğasına, seçimlerine ve o seçimlerin sonuçlarına en ince ayrıntısına kadar bakmayı, onları analiz etmeyi ve bir karara varmayı öğreniyorum. 27 yaşındayım, verdiğim en iyi kararlardan biri oyunculuğa adım atmaktı, diğeri de okuduğum bölüm. Şanslıyım ama şanslı biri olduğum için değil; çok emek verdiğim için bunlara sahip oldum. Orta halli bile olmayan emekçi bir anne ile babanın evladı olarak zaten hiçbir şeyi kolay elde edemiyorsunuz. Çok çalıştım, çalışıyorum ve ömrümü okuyarak geçirmek tek isteğim.

Pandemi döneminde edindiğiniz en önemli öğreti nedir? Bu dönemde yaşanılanlardan dolayı kendi adınıza aldığınız radikal kararlar var mı?
Pandemi dönemini Ankara'da ailemle geçirdim. Kardeşim, Ali de hukuk okuyor, çalıştığım için geride kaldığım birçok derste bana yardımcı oldu. Bolca okudum. Zaman bulamamaktan yakındığım için izleyemediğim filmleri izledim. Belki başta bir tesadüftü ama öyle doğru şeyler okudum ki kendi içime olan serüvenimi hızlandırdım. Ve bundan büyük keyif aldım. Pandemi sayesinde sporu hayatımın bir parçası haline getirdim. Beslenmeme dikkat etmeyi bir yaşam biçimi olarak kabul ettim. Durup düşünmek için pandemi muhteşem bir fırsattı ve bu fırsatı çok iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Hafifledim, hayatıma dair her şeyi sadeleştirdim.