'Enerjimiz ekrana yansıdı'

Güncelleme: 31 Ekim 2016 Pazartesi, 15:33:56

Aslı Bekiroğlu ve Best Model Yılmaz Kunt HT Cumartesi'ye konuştu.

Show TV ekranlarında yayınlanmaya başlayan ‘Gülümse Yeter’ dizisi, çok yeni olmasına rağmen büyük ilgi gördü. Dizinin genç oyuncuları Vine fenomeni Aslı Bekiroğlu ve Best Model Yılmaz Kunt HT Cumartesi'ye konuştu.

Hayatın zorluklarıyla henüz tanışmamış, zengin ailesi olan Yasemin’in (Aslı Bekiroğlu) düğün gününde başına gelmeyen kalmaz. Babasının şirketi iflas eder ve bunu öğrenen birkaç saatlik kocası da onu yarı yolda bırakıp gider. Tüm bu talihsizliklerin üzerine şans eseri Sarp (Yılmaz Kunt) ile tanışır. Ve olaylar böylece bambaşka bir yere doğru gidecektir. Show TV ekranlarında izleyiciyle buluşan ‘Gülümse Yeter’in konusu böyle. Eğlenci, aksiyon, komedi ağırlıklı bu aile dizisi aslında Kore dizisi ‘Smiley You’nun uyarlaması. Vine fenomeni olarak hayatımıza giren 21 yaşındaki Aslı Bekiroğlu’nun partneri ise Best Model of Turkey yarışmasının birincisi Yılmaz Kunt (22). İki genç oyuncuyla yeni projelerini, oyunculuk hayallerini ve değişen hayatlarını konuştuk.

‘Gülümse Yeter’ kısa sürede büyük beğeni kazandı. Bekliyor muydunuz böyle bir ilgiyi?

Aslı Bekiroğlu: Senaryonun sıcaklığı hoşuma gitti. Senaryoyu okuyup seversiniz ama sete gittiğinizde bazen öyle olmaz. Bu dizide hayal ettiğimin de üstündeydi. Aramızdaki bağ ile çok iyi bir iş ortaya çıktı. O sıcaklık ekrana da yansıdı, çok güzel tepkiler alıyoruz.

Yılmaz Kunt: Senaryoyu okuduktan sonra karakterle bağ kurdum. Önce Aslı’yla tanıştım ve enerjisi çok güzeldi, iyi arkadaş olduk. Setimizin enerjisi de yüksek. Yapım şirketimiz ilk deneme çekiminde beni çok iyi karşıladı. Bu şekilde projeye katıldım.

Biraz sizi tanıyalım, oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslı B.: İtalyan Lisesi’nde okurken yarı zamanlı konservatuvara gidiyordum. Aslında piyano için gitmiştim ama yaşım büyük olduğu için piyano bölümüne giremedim. 6 yıl boyunca arp ve solfej eğitimi aldım. Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü 2’nci sınıf öğrencisiyim. Sonra bir anda çektiğim videolarla Vine fenomeni oldum. Ondan sonra bir markanın yüzü oldum ve reklamlarda oynadım. Daha sonra da ilk dizi projem ‘Adı Mutluluk’ oldu. Şimdi de ‘Gülümse Yeter’ dizisindeyim.

Yılmaz K.: Ankaralıyım. 14 senedir yüzüyorum. Atılım Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler 2’nci sınıf öğrencisiyim. Oyuncu olmak gibi bir hayalim yoktu. Sosyal medya sayesinde menajerimle tanıştık ve bana “Best Model’e girmek ister misin?” diye sordu. Gerçekten Best Model of Turkey’de birinci oldumsonra Belçika’ya gittim ve dünya 1’incisi oldum. Aslı B.: Yakışıklı partnerim ya.

Aslı senin birçok hobin var. Oyunculuk senin için bir şans mıydı yoksa tüm bunların bir sonucu mu?

Aslı: Bir dönem Milli Takım’da yüzücüydüm. O dönem konservatuvardan çıkıp okula gidiyordum. Konservatuvara 10 yaşında girme sebebim şarkıcı olmak istememdi. Evde ayna karşısında şarkı söyleyip piyano çalıp besteler yapar, videolar çekerdim. Vine’a da ünlü olayım diye girmedim ama çok takipçisi olan bir arkadaşım videolarımı kendi sayfasında yayınlayınca takip edilmeye başlandım. Oyunculuk çok hoşuma gitti. Deneyeyim diye düşündüm. İdealim üniversiteyi bitirip iyi bir diyetisyen ve elle gösterilen iyi bir oyuncu olmak.

Beslenme bölümünü isteyerek mi seçtin?

Aslı B.: Evet, biyolojiye ilgim vardı. Diyetisyenlik geleceğin mesleği gibi çünkü herkes çok yiyor ve diyetisyene başvuruyor.

Yılmaz bu senin ilk projen. Oyunculuğunu geliştirmek için eğitim alıyor musun?

Yılmaz K.: Best Model yarı finalini geçtikten sonra menajerim bana “Oyunculukla ilgili eğitim al, cebinde kalsın, yaparsın ya da yapmazsın” demişti. O dönem birkaç ay eğitim aldım. Ama elbette set bambaşka bir şey.

Er meydanı set tabii...

Yılmaz K.: Oyunculuk dersinde gördüğüklerimizden çok daha farklı set ortamı. Sette çok iyi oyuncular var, onları gözlemliyorum. Özellikle Erdal Özyağcılar sayesinde bir şeyler öğreniyoruz. Ekibimiz çok iyi. Böyle bir ekiple başlamak şansım oldu.

 


ASLI BEKİROĞLU: BENİ BUGÜNE KADAR BİR YERE GETİREN TEK ŞEY ENERJİM

Çekim yeriniz neresi, boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?

Ana mekânımız Üsküdar’da. 7’nci bölümü çekeceğiz. Önemli sahnelerde Erdal Ağabey bana yardımcı oluyor. Onun sayesinde çok güzel sahneler oynadım. 5 gün setteyiz. Boş zamanlarda arkadaşlarımla görüşüyorum. Yılmaz K.: Benim boş zamanım dinlenmekle geçiyor. Yoğun bir tempodayız. Dinlenip spor yapıp mental olarak kendimi rahatlatıyorum. Set aralarında genellikle sağlıklı atıştırmalıklar yiyorum.

Genç oyuncular iyi okulları bitirip eğitim alıp hobilerine vakit ayırabiliyor. Ancak rakipleriniz fazla. Sizi diğerlerinden ayıran özellikleriniz neler sizce?

Benim kendimde güvendiğim, beni bugüne kadar bir yere getiren tek şey enerjim. Oyunculuğumu geliştirmeye çalışıyorum. Şu an eğitim alacak zamanım yok ama zaten en iyi öğrenebileceğiniz yer de set ortamı. Erdal Özyağcılar başta olmak üzere devlet konservatuarında okumuş bir sürü sanatçı var. Hepsinden bir şeyler öğreniyorsunuz. Yılmaz K.: Ne kadar kendimi doldurursam o kadar iyi. Oyunculuğum ne kadar gelişir, algım açık ve enerjim yüksek olursa diğer insanlardan sıyrılırım. İnşallah oyunculuğumuzu ilerletip daha güzel yerlere geliriz.

İyi bir ikili oldunuz sanıyorum... Yılmaz K.: Aslı’yla çok iyi anlaşıyoruz. Diyaloglarımız eğlenceli geçiyor.

Aslı B.: Çok mutluyuz.

İleride ne gibi rollerde yer almak istersiniz?

Aslı B.: Oyunculuğumu ilerlettiğimde iki kişi arasına girip bozan kötü kadını canlandırmak istiyorum. Yılmaz K.: Dram oynamak isterim. Ama bunun için daha iyi bir eğitimden geçmek lazım.

Peki ne olursa “Ben artık iyiyim” diyeceksiniz?

Aslı B.: Yaş ilerleyince ve deneyimler arttıkça sanırım. Ne kadar yaşanmışlığınız olursa onları o kadar sahnede kullanabilirsiniz. Bizim yaşanmışlığımız ne, yaşımız kaç, deneyimimiz ne ki?

Artık sadece oyunculuk mu olacak hayatınızda, başka hayalleriniz yok mu?

Aslı B.: Küçüklüğümden beri şarkıcı olmayı istiyorum ama Shakira gibi, Beyonce gibi şarkıcı. İmkânsız yani. Dans etmeyi de istiyorum. Hayvanlara bayılıyorum. Bunlarla alakalı bir şeyler yapmak isterim. Yılmaz K.: Yemek yapmayı çok severim. Detoks içecekleri hazırlarım. İnşallah hobilerimizi yapacak zamanımız olursa kendi yerimde şef olmayı, insanlara güzel lezzetler sunmayı isterim.

YILMAZ KUNT: ‘TİPİ İYİ AMA OYUNCULUKTA PÜRÜZ VAR’ DİYORLAR

■ Bu dizideki rollerinizden bahsedelim mi?

Aslı B.: Yasemin hayatı boyunca zengin ailesiyle pembe tozlar içerisinde büyümüş. Dışarıdan birisi için şımarık olarak yansıyor. Ama kız öyle büyüdüğü için onun da farkında değil, tavrı, tarzı öyle. Aile iflas edip de kocası sokağın ortasında onu gelinlikle terk edince şok geçiriyor. Onu anlatmaya çalışıyor, umarım atlatır. Toz pembe ütopik dünyasından gerçek hayata geçişini, aşkı tanımasını göreceğiz.

İlk bölümde başına gelmeyen kalmadı...

Aslı B.: Gerçekten başına bir sürü şey geldi ama Yasemin için iyi oldu.

Onu koruduğuna göre role kolay adapte oldun...

Aslı B.: Evet, hoşuma da gitti. Eğer şımarık kalsaydı çok hoşuma gitmeyebilirdi ama o geçiş, farklı ruh hallerini yansıtması açısından iyi oldu.

Yılmaz K.: Sarp da idealist bir çocuk. Yasemin’in tam tersi. Parada, pulda, gösterişte gözü yok. Zaten üniversitede öğretim görevlisi olmak istiyor. İnsanlara bir şey öğretmek çok önemli onun için. Çabuk parlayan değil olgunlukla karşılayıp sakinliğini koruyabilen bir insan. Benim tam tersim. Çoğu olaya gülümseyerek tepki veriyor. Ailesinden utanmayan, kendiyle barışık, ayakları yere basan bir karakter. Benimle örtüşen yanları sakin olması. Ben de genellikle sakinim, çoğu zaman gülerim. İstekleri doğrultusunda gitmesi de benimle örtüşüyor.

Sosyal medyayı takip eden genç oyuncuların takipçileri inanılmaz heyecanlı oluyor. Size oyunculuğunuzla ilgili neler söylüyorlar?

Aslı B.: Sevenim olduğu gibi sevmeyenim de var. Olumsuz eleştirilerde şahsıma hakaret seviyesine ulaştığında onları çok fazla dikkate almamak gerektiğini düşünüyorum. Her bölüm daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Şımarık olduğumla ilgili eleştiriler aldım ama o karakterin özelliğiydi. Zaten ilerleyen bölümlerde kırılacak.

Yılmaz K.: İkimiz için de bu dizi için iyi yorumlar neyse ki çok fazla. Sosyal medyada dikkat çekmeye çalışan küçük yaşta insanlar kötü yorumlarda bulunuyor. Buna kulak asmıyoruz. Best Model camiası olarak 1-0 geriden başlıyoruz. Çünkü modellikten oyunculuğa geçiyorsunuz.

Hâlâ böyle bir önyargı var mı?

Yılmaz K.: Evet. Biz yarışmada seçilirken kriterler boy, kilo, vücut yapısı, bildiği dil sayısı, genel kültürü ön planda oluyor. Oysa insanlar hâlâ fiziki özelliklerimizden dolayı seçildiğimizi düşünüyor. “Tipi iyi ama oyunculukta pürüz var” diyorlar. Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy ve sonradan gelen Yusuf Çim, Burak Çelik ve Ekin Mert şu an Türkiye’deki dizilerin başrollerinde oynayan Best Modeller. Bu algıyı kırdığımızı düşünüyorum. İnşallah bu kötü yorumları daha aza indireceğim.

 

Ekin TÜRKANTOS/ Habertürk