‘Egoların yansıdığı Bir Platform’

Güncelleme: 28 Ekim 2014 Salı, 08:45:19

Bu Tarz Benim'in güzel sunucusu Öykü Serter program hakkındaki görüşlerini anlattı...

Reyting rekorları kırıp, fenomen haline gelen moda programı ‘Bu Tarz Benim’, Nur Yerlitaş, Kemal Doğulu, İvana Sert, Uğurkan Erez’den oluşan renkli jüri üyeleri ve Öykü Serter’in başarılı sunumuyla SHOW TV ekranlarında hafta içi her gün 15.00’te izleyici ile buluşmaya devam ediyor. Türkiye’nin en tarz programı olan ‘Bu Tarz Benim’in güzel sunucusu Öykü Serter program hakkındaki görüşlerini HT Magazin'e anlattı...

‘DÜNYA MODA ÜZERINE DÖNÜYOR’

Yarışmanın kısa bir sürede izleyiciler tarafından ilgiyle takip edilmesini neye bağlıyorsunuz?

Yarışmanın bu kadar tutulmasında kadim bir sorun üzerine eğilmemizin etkili olduğunu düşünüyorum. Bu da nedir? Kadınların birbirleriyle olan rekabeti. Bunun için malzememiz ne? Üzerlerindeki kostümler. Burada saç var moda var tekstil var. Dolayısıyla biz burada çok kuvvetli sektörlerin rekabetini gözler önüne seriyoruz. Koskoca bir sektör bunun üzerine kurulmuş vaziyette. Gerek duygusal, gerekse maddi olarak dünyanın tam göbeğindeyiz.

Neden böyle düşünüyorsunuz?

Çünkü dünya moda üzerine dönüyor. Bunun en basit örneklerini sosyal medya platformlarında görebiliriz. İnsanların birbirleriyle giyim kuşamları konusunda rekabet yaşadığı bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde izleyicilerin dikkatini çekebilecek hoş bir şey yakalamak mutluluk verici.

Bu tarz bir realty show’un önünüzde bir örneği yoktu. Bunun ne gibi zorlukları var?

Yapım şirketimiz bununla orantılı bir format yaratmış. Biz de bunu uyguluyoruz. Dediğiniz gibi bunun önümüzde bir örneği yok. Bu yüzden kendi yolumuzu kendimiz buluyoruz. Reality jargonunu ilk biz başlattık. Ama şimdi burada çok garip dengeler var. Bu kadınların birbirleriyle olan rekabetinin bir karşılığı olsa gerek. Bir anda bir yerden kıvılcım çıkıyor bunu ben de anlayamıyorum açıkçası. Bambaşka bir meseleden bambaşka bir olay patlak verebiliyor. Bu çok enteresan bir şey. Bu Tarz Benim yarışmasının insanların egolarının yansıdığı bir platform olduğunu söyleyebilirim.

‘IYI BIR AROMA YAKALADIK’

Moderatör olarak jüri üyelerini nasıl buluyorsunuz?

Nur Hanım’ın olsun, İvana’nın olsun, Kemal’in olsun hepsinin farklı renkleri var. Nurella’nın açılışta ve kapanışta yaptığı kendine has tavırları, nev-i şahsına münhasır hal ve hareketleri onun bir anda fenomen olmasına neden oldu. Türkiye onun bu hallerini tanımış oldu. İvana’nın moda ve tarz ile iç içe bir yaşam sürmesi, Kemal’in zeki ve eğlenceli yorumlarda bulunması programın her kesimden kitleye ulaşmasına neden oldu. Sinerji sözünü pek sevmem o yüzden burada iyi bir aroma yakaladığımızı söyleyebilirim. Yarışmada hepimizin aklını yitirdiği zamanlar da oluyor ama Kemal gerçekten iyi dayanıyor. Bu kadar kadının arasında Allah ona sabır versin. (Gülüyor)

‘ESKIDEN DAHA ÖZGÜRDÜK’

Geçmişle günümüz arasında yayıncılık anlamında ne gibi farklar var? Geçmişle günümüz arasında yayıncılık anlamında pek çok fark var. Öncelikle seyirci profili değişti. Bu da programların uzun süreli bocalama yaşamasına neden oldu. Hâlâ da bunu yaşıyoruz. Ben bu sebepten uzunca bir süre ekranda yoktum. Ama şimdi yavaş yavaş bunun kodları çözülüyor. Kodlar çözüldükçe programlar şekilleniyor. Mesela yeniden yarışma furyasının başlamasından ötürü dizilerin işlerinin zor olacağı benziyor. Bir de zorluk şöyle, eskiden medya anlamında daha özgürdük. Şimdi çok daha fazla takip var. Hiç aklınıza gelmeyecek şeylerden problemler yaşayabiliyorsunuz. Şu an ekranlarda olmak ince bir buz tabakası gibi, çok kolay değil.