‘Bu dizide samimiyet var’

Güncelleme: 26 Ağustos 2014 Salı, 10:38:11

‘Yılanların Öcü’nün başrol oyuncusu Cemal Toktaş, daha önce Fikret Hakan ve Kadir Inanır’ın oynadığı Kara Bayram rolünü canlandırdığı için çok heyecanlı olduğunu söyledi

Çarşamba akşamı ilk bölümüyle SHOW TV’de olacak ‘Yılanların Öcü’nün başrol oyuncusu Cemal Toktaş, daha önce Fikret Hakan ve Kadir Inanır’ın oynadığı Kara Bayram rolünü canlandırdığı için çok heyecanlı olduğunu söyledi

 

Yılanların Öcü çok önemli bir proje. Siz de bu projenin en önemli karakterlerinden Kara Bayram’ı canlandırıyorsunuz. Teklif gelince ne hissettiniz?

 

Çok heyecanlandım. Bir kere çok güzel bir roman. Bir klasik... Bizden önce iki kere filme çekilmiş, Metin Erksan ve Şerif Gören tarafından. Üstelik iki film de mükemmel bir şekilde ele alınmış. Bu yüzden ciddi bir sorumluluktu. Cemal Şan Hoca ile görüşene kadar heyecanım doruktaydı ki hâlâ daha öyle. Cemal Hoca beni biraz rahatlattı. Onu dinledim, nasıl çekeceği konusunda beni aydınlattı. Ondan sonra da ‘Neden olmasın biz de bu işin altından kalkabiliriz’ diye düşündüm.

 

Sizin oynadığınız Kara Bayram rolü daha önce Kadir Inanır ve Fikret Hakan gibi iki efsane oyuncu tarafından canlandırıldı. Bu kaygı yarattı mı sizde?

 

İlk etapta yarattı. Cemal Hoca’yla nasıl ele alabiliriz, neler yaparız diye konuştuk. Hem romandan yola çıkıp hem de daha önce ele almış abilerden yola çıkıp bir harman oluşturmaya çalıştık. Tabi kendimi Cemal Hoca’nın ellerine bıraktım. Sağ olsun çok güven veriyor. Şu anda o ne derse onu yapıyorum. İyi gittiğini söylüyor. Ben de heyecanla ilk bölümü bekliyorum.

 

'KAPADOKYA’YI ÖZLÜYORUM’

 

Çekimler Istanbul dışında Nevşehir’de gerçekleşiyor. Bunun zorluğu var mı?

 

İlk etapta alışma zorluğu oluyor tabii. Buranın kuru bir havası var. İlk geldiğimde vücudum fiziksel olarak tepki verdi. Fakat gidip geldikten sonra alıştım. Şimdi İstanbul’a gittiğimde nemden kendimi akvaryuma girmiş gibi hissediyorum. Çok fena nem var. Rahatsızlık veriyor. Şimdi İstanbul’a gidince Kapadokya’yı özlüyorum. Burada boş zamanlarda vakit geçirebilecek kaliteli yerler var. Kafa dinlemek için de çok güzel bir yer.

 

Çok fazla özel hayatınızla gündeme gelmiyorsunuz. Bilinçli bir tercih mi bu?

 

Sonuçta bir iş yapıyoruz. Bunun eğitimini aldık. Bu mesleği yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız işle göz önünde olursak bizim için daha iyi. Özel hayatımızı karıştırmanın da çok bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.

 

Sokakta insanların ilgisi nasıl?

 

Bütün arkadaşlarımız gibi aslında evet yolda yürürken tanıyanlar oluyor. Onlar da yaptığımız işlerin geri dönüşü. Mutlu ediyor ilgi bizi.

 

‘ANADOLU SAMIMIYETI VAR'

 

Sizce Yılanların Öcü dizisi hangi özellikleriyle izleyiciyi ekran başına çekecek. Izleyiciyi neler bekliyor?

 

Özellikle büyük şehirlerde kaybolmuş bazı değerleri burada görebiliyoruz. Büyük şehirlerin çoğu göç almış, büyük şehirlerde yaşayan insanlar özlerindeki gerçekleri burada görecekler. Toprakla haşır neşir olan insanların hikâyesi. Küçük yerlerde küçük hesaplar olur bunları görüyoruz. Buradaki aşk hikâyeleri daha yanık olur. Buradaki aşk hikâyeleri için türküler yakılır. Bunları ben samimiyet gibi bir kelimede toplayabilirim. Anadolu’nun samimiyeti var bu işin içinde. Bence de en güzel tarafı bu. İnsanlar bu samimiyeti bulacaklardır diye düşünüyorum.

 

‘Kendimi klasik bir jön OLARAK GÖRMÜYORUM’

 

 

Kendinizi klasik bir jön olarak görüyor musunuz? Şu an biliyorsunuz genç kızların sevgilisi, yakışıklı bir jön anlayışı var?

Kendimi o tarz bir jön olarak görmüyorum. Cemal Hoca’ya da diyorum “Hocam benden jön olur mu” diye... Beni bu tür rollere isteyen yapımcılar, yönetmenler bunu böyle uygun görüyorlarsa ben de oluşturdukları resmin içerisine oluşturacağım karakteri oturtmaya çalışıyorum. Kendimi klasik bir jön olarak görmüyorum. Ben doğru iş olsun, güzel iş olsun, güzel yerlere dokunsun böyle bir işin içinde olayım... 

 

video