Damla Makar: Oyuncu olmasaydım, pedagog olmak isterdim

Güncelleme: 24 Ocak 2022 Pazartesi, 10:46:26

Show TV'nin sevilen dizisi 'Üç Kuruş'ta 'Halide' karakterine hayat veren Damla Makar, hem diziyi hem de bilinmeyenlerini Habertürk'ten Aytekin Teker'e anlattı. Birbirinden usta oyuncularla rol almasının sadece kariyeri değil, hayata bakış açısı için de önemli olduğunu vurgulayan Makar, kendisini ise şöyle tanımlıyor: Azimli, hassas ve...

Üç Kuruş'tan teklif geldiğinde neler hissettin?
Ay Yapım’ın bir projesinde yer alacağım için sevinç, heyecan ve gurur duydum. Üç Kuruş’un yönetmeni ve ekibiyle tanıştıktan sonra kuvvetli bir iletişimimizin olacağını anlamıştım, ekip ruhuna önem veriyorum bu yüzden kadroya dahil olduğumu öğrendiğimde onurlandım.

Birbirinden usta oyuncularla aynı yapımda rol alıyorsun. Bu durum nasıl etkiliyor seni?
Mesleğimin gelişmesi açısından çok önemli, sadece kariyerim için değil hayata bakış açım için de aynı zamanda, bana göre bu bir bütündür. Etrafımdaki insanları tüketmekten ziyade, hangi yaşta ve mevkide olursa olsun onlardan bir şeyler öğrenmek beni hayata bağlar ve geliştirir. Her fırsatta onlarla sohbet eder, bazı fikirleri paylaşıp tartışırım, bu da bana yeni bakış açıları katıyor. Böyle kıymetli sanatçılar ile paylaşım içinde olmak inanılmaz bir deneyim ve bu da beni motive ediyor. Özellikle beraber doğaçlama yaparken, bir yapbozun parçalarını birlikte tamamlıyormuşuz hazzını hissediyorum.

'Halide' ile orta noktaların var mı?
Muhakkak. Halide benden birkaç yaş küçük olsa da benim parçalarımdan biri. Halide kolay iletişim kurabiliyor, dışa dönük, muzip bir yanı da var. Ayrıca ailesine de çok değer veriyor, iyi niyetli, sezgilerine güveniyor, ona karşı yapılan herhangi bir haksızlığı önce gönlünde yumuşatıyor aynı benim gibi. Dünyayı algılama biçimi benim için araştırılması eğlenceli olduğu kadar aslında oldukça hüzünlü de çünkü pek yansıtmasa da sevgi arayışı içinde bence.

Sette nasıl bir ortam var?
Size desem ki anlatılmaz yaşanır (Gülüyor) Hele ki bu kış günlerinde sobanın başında toplanıp, bir yandan ısınırken bir yandan sohbet etmek paha biçilmez. Attığımız kahkahalar da cabası. Mesela birimizin cebinden muhakkak bir çekirdek çıkar, onu paylaşırız veya çalan bir şarkıya hep birlikte eşlik ederiz. Setimin olmadığı günlerde inanın çok özlüyorum onları.

Çekimleriniz Roman mahallesinde gerçekleşiyor. Mahalleliyle aranız nasıl? Çekimler sırasında eğlenceli anlar yaşıyor musunuz?
Hepsiyle güzel bir uyum içindeyiz. Onlarla çekilen mutfak sahnelerimde birlikte oyun kurarken çok yardımları dokunuyor bana. Çocuklar ise bir o kadar şeker, set aralarında o kadar müthiş sorular soruyorlar ki anlatamam! Şu pandemi olmasa hepsine sarılmak geliyor içimden. Ama durup dururken dans etmeye başladığımız anlar en eğlendiğim anlardan biri. “-Kız Halide!” diye sesleniyorlar bana, “-Azcık kıvır kız bak bak!” diyerek bana roman havası öğrettiler. Onlara parmaklarımı şaklatmayı öğreneceğime söz verdim, hala üzerinde çalışıyorum (Gülüyor)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Çocukken oynadığım oyunlarda gizli bu sorunun cevabı belki. Giydiğim kıyafetin yakasını şekilden şekle sokar, değişen yaka biçimlerimle çeşitli tiplemeler canlandırırdım kendi kendime. O yaşlarda opera ve tiyatro temsillerine çok sık gider ve hayran kalırdım. Daima içimde bu ateş vardı.19 yaşında Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde okurken bir yarıyıl tatilimde annem beni yurt dışında bir müzikal oyuna götürdü. Çok etkilendim. O geceden sonra kararımı vermiştim, yaşamıma en başta yön veren kişinin ben olduğumu anladığımda cesaretimi topladım. İşte o zaman başladı benim serüvenim. Annem en büyük destekçim ve en güzel öğretmenimdir. Sonrasında Erhan Gökgücü ve Funda Gökgücü hocalarım ile tanıştım. Onlar sayesinde bazı şeyleri anlamaktan ziyade kavramaya başladım. Bambaşka bir estetik, bambaşka bir dokunuştu bu hayatıma. Hiçbir zaman unutmayacağım onlarla geçirdiğim bu kıymetli ve yeri dolmaz zamanı.

Aleksander Zelwerowicz Sanat Akademisi'nde oyunculuk eğitimi almışın. Sana kattıklarından bahsedebilir misin?
Ben Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun oldum. Okulumun 5 yıllık sürecinde farklı ülkelerdeki çeşitli okulların atölyelerinden burs alarak henüz mezun olmadan mesleğimle alakalı yaşayabileceğim tüm tecrübeleri deneyimlemeye çalıştım. Aleksander Zelwerowicz Sanat Akademisi köklü ve bir o kadar da yetenekli insanları bünyesinde bulunduran bir okul. Ben de okulumun Erasmus imkanından faydalandım. Tiyatro bölümünden başka bir arkadaşım ile Erasmus’a ilk giden iki öğrenci olduk. Ben Varşova’da Müzikal bölümünü tercih ettim. Bambaşka bir kondisyon ve disiplin gerektiren bu dalda neler yapabileceğime deneyimlemem gerekiyordu. Öğretmenlerimin arasında oyunculuğunu çok beğendiğim Zbigniew Zamachowski de vardı. Derslerin tamamının Lehçe olduğu bu bölümde 6 müzikal oyun çıkardık, hatta bir tanesini okul bittikten sonra bilet de satarak oynamaya devam ettik. Varşova’da ara tatillerde de durmadım “Varşova Mim Topluluğu” ile modern mim çalıştım. Sonrasında durur muyum? Durmam (Gülüyor) Her ne kadar zorlayıcı olsa da mekân değişmeli, şartlar değişmeli, güvendiğimiz alandan çıkmalıyız bazen. İngiltere’de LAMDA Shakespeare kursuna katıldım. Shakespeare ile dopdolu inanılmaz bir dönem geçirdim. Sonrasında başka bir yaz mevsiminde kendimi Texas güneşinin altında buluverdim. Çeşitli sanat dallarından öğrenciler ile “Devised Theater” çalıştım. Farklı kültürlerdeki insanlarla dostluk kurdum ve aslında bir olduğumuzu gördüm.

Pek çok tiyatro oyununda da rol aldın. Tiyatro ve diziyi hayatında nasıl konumlandırıyorsun?
2020’de mezun oldum. Bence daha da çok tiyatro oyununda rol alabilirim (Gülüyor) İkisinin de bambaşka heyecanları mevcut yüreğimde. Kamerayla ve yeni insanlarla çalışmak yönünden dizi şu ana kadar pek güzel bir okul oldu meslek hayatımda. Tiyatroya gelecek olursak, hayatımda hiç eksik olmaması gereken bir yer. Ardı arkası kesilmeyen provalardaki yaratım süreci beni büyülüyor. Bu hissiyatım kaç yaşına gelirsem geleyim mevcudiyetini koruyacak, eminim.

Oyuncu olmasaydın hangi mesleği yapmak isterdin?
Pedagog olmak isterdim sanırım. Çocuklarla iletişimim çok iyidir, onları ciddiye alır, onlarla sohbet etmeyi çok severim. Onlar da benim içimdeki çocukla oynamayı severler.

Sanırım kova burcusun... Kova kadını için "Keşiflere açık, hayal gücü geniş ve maceracı" derler... Öyle misin? Biraz kendini tanımlayabilir misin?
Ben Yay burcuyum. Yay burcu için özgürlüğüne düşkün ve maceraperest denir. Evet bu söylenen doğrudur ama düşüncesizce değil, çevremdeki insanlara saygı gösteririm. Azimli, hassas ve hayalperest bir yapıya sahibim. Duygularımı yansıtmaktan çekinmem, içimde daima iyi olanı ararım. “Kışın ortasında içimde yenilmez bir yaz olduğunu buldum” der Albert Camus, bu kendimi size anlatabileceğim en yakın cümle olabilir.

Bugüne kadar yaptığın en büyük çılgınlığın ne?
Buna verecek müthiş bir cevabım yok ama apandisit ameliyatımın hemen ertesi günü dinlenmem gerekirken bir tiyatro oyunu seyretmeye gitmiştim daha doğrusu kaçmıştım. (Gülüyor) Sonrasında ufak komplikasyonlar olmasına rağmen hala buna değdiğini düşünüyorum.

Kendine örnek aldığın aktrisler var mı? Ya da oyunculuğunu beğendiğin...
Elbette var. İsim vermem çok güç benim için çünkü hepsinin kendine özgü beni etkileyen sanatını icra etme yöntemleri var. Tiyatro ve sinema haricinde diğer sanat dallarında üreten sanatçılar da var listemde. Takip ettiğim bazı koreograflar, heykeltıraşlar ve ressamlar buna dahil.

Setten arta kalan zamanlarında sana ne yapmak iyi geliyor?
Kalan zamanımda İspanyolca öğreniyorum, hatta doğum günümde bana internet üzerinden ulaşabileceğim bir kurs armağan edildi, vakit buldukça keyifle oradaki soruları cevaplıyor, alıştırmalarını yapıyorum. (Gülüyor) Tiyatroya gitmek, çeşitli söyleşilere katılmak ve dostlarımla vakit geçirmek de çok iyi geliyor bana ve tabii ki okuyorum. Bazen de gitarımı elime alıp, belki bu sefer öyle olmaz diyerek, ellerimin klavye için küçük olduğu gerçeğini tekrar kavrayana kadar kendi kendime çalışıyorum. (Gülüyor)

Gelecek ile ilgili hayallerin ve planların neler?
Yani mezun olmuş biri olarak umutsuzluğa alışmadan üretmeye ve keşfetmeye devam etmek en önemli planım. Uzun soluklu dizi projeleri haricinde, bağımsız sinema filmlerinde ve tiyatro sahnesinde yer almayı istiyorum. Aslında bakacak olursak etrafımızda o kadar çok hikâye var ki, bunları bulunduğum ülkenin sınırlarını aşarak anlatmak en büyük isteklerimden. Şu ana kadar oldukça etkilendiğim ve oynamayı hayal ettiğim 3 karakter var. Bunun için materyal topluyor ve benim için doğru zamanının gelmesini bekliyorum.