Devrim Özkan: Emek tabii ki izleyiciye yansıyor

Güncelleme: 23 Ekim 2020 Cuma, 09:45:49

Show TV'nin her hafta ilgiyle izlenen dizisi 'Ramo'nun 'Nehir'i Devrim Özkan, Habertürk'e verdiği röportajda fenomen dizinin kariyerine bulunacağı etkinin farkında olduğunu belirterek "Öncelikle bu işin içinde olmak çok keyifli. Çok profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. İşin arkasındaki emek tabii ki izleyicilere yansıyor" dedi.

Show TV'nin fenomen dizisi 'Ramo', her hafta olduğu gibi bugün de saat 20'den itibaren soluk soluğa izlenecek. BKM'nin yapımcısı, M. Çağatay Tosun'un yönetmeni, Toprak Karaoğlu, Seda Karaoğlu ve Birol Tezcan'ın senaristi olduğu 'Ramo'da başrolleri Murat Yıldırım, Esra Bilgiç, Olgun Şimşek, İlker Aksum, Yiğit Özşener, İdil Fırat, Devrim Özkan, Mustafa Yıldıran, Pelin Körmükçü, Hakan Gerçek, ve Efsane Odağ paylaşıyor.

Ramo'da 'Nehir' karakterini canlandıran Devrim Özkan henüz kariyerinin başlarında genç bir oyuncu. Özkan, canlandırdığı karakteri yorumlama gücüyle gelecek vaat ettiğini 'Ramo' ile gözler önüne serdi. Devrim Özkan, 'Ramo'da rol almanın, bunun sonucunda fenomen bir yapımın kariyerine nasıl bir etkisi olacağının ziyadesiyle farkında. Özkan, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'ın sorularını cevapladı.

Çok genç yaşta fenomen olan bir dizinin oyuncusu olmak sizde hangi duyguları şelale haline getiriyor? Nasıl bir sorumluluk yüklüyor? Ve sette ufkunuzu en bariz şekilde açan çalışma / olay ne oldu?
Öncelikle bu işin içinde olmak çok keyifli. Çok profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. İşin arkasındaki emek tabii ki izleyicilere yansıyor. Bu da işin beğenilmesine vesile oluyor. Beğenilmek ve emeklerin karşılığının alınması kadar keyif veren başka bir şey yok. Tabii ki sorumlulukları da çok büyük. Önemli olan bu sorumlulukların altından en güzel şekilde kalkabilmek. Açıkçası, sette herkesten ve her şeyden feyz almaya bakıyorum. Ufkumu genişletmek için çok fazla gözlem yapıyorum. Sette geçirdiğim her an bana bir şey öğretir vaziyette. Bu da beni geliştiriyor.

Canlandırdığınız karakterin hangi özelliklerinin kendinizde olmasını isteyerek 'Keşke', hangi özelliklerini istemeyerek 'Sakın ha' dersiniz?
Canlandırdığım karakterin 'keşke' diyebileceğim tek yanı doktorluğu. Keşke doktorluğu oyunculuğun yanında yapabilseydim. Diğer her şeyimiz 'Nehir' ile çok ortak :) 'Sakın ha ' diyebileceğim tarafı ise babası. 'Cihangir' gibi bir babam olsa ne yapardım gerçekten bilemiyorum.

Oyunculuk size ne ifade ediyor, ‘Oyuncu olmalıyım' düşüncesi ortaya nasıl bir kıvılcımla çıktı?
Oyuncu olmaya ilkokulda sahneye çıktığımda karar vermiştim. Ait olduğum yerin orası olduğunu o an anlamıştım. Oyunculuk yapmak, benim için sonsuz bir keşif. Her zaman yeni bir soru ve yeni bir cevap arama hali çok güzel. Belki de biraz Devrim'e ara verip başka biri olma düşüncesi dinlenmeme yardımcı oluyor. Hayata karşı bu da beni dinç tutuyor. Beni her anlamda besleyip hayatın her adımına hazırlıyor.

Henüz yolun çok başında biri olarak mesleğinize ve oyunculuğunuza ne tür yatırımlarda bulunuyorsunuz?
Birikim yapıyorum, insan, para, eğitim, kültür... Aklınıza ne gelirse. Kalbimizi, ruhumuzu ve bedenimizi ne beslerse o kadar iyi bir enstrümana sahip oluruz.

Mesleğiniz adına bugüne kadar edindiğiniz en önemli öğreti nedir?
Oynama, yaşa.

Oyunculuk belli bir noktadan sonra yüksek ölçüde şöhret ve para sağlayan mesleklerden biri. Şöhret ve para sizi ne ölçüde ilgilendiriyor?
Şöhret ve para kalıcı şeyler değil. Tabii ki insana getirdikleri kadar götürdükleri de var. İşin içinde sanat varsa kalıcılık da vardır. O yüzden şöhret değil, sanat yapmalı. Çünkü bazen her şey kelebeğin ömrü kadar. Rehavete kapılmadan kalıcı olmaya çalışmak bana daha uzun vadeli geliyor.

Her mesleğin olduğu gibi oyunculuğun da pek zor yanları vardır. O zorluklarla ne ölçüde karşılaştınız? Zorluklar karşısında nasıl bir reflekste bulunup kendinizi nasıl bir metotla motive ediyorsunuz?
Tabii ki çok fazla zorlukla karşılaştım. Beni çok fazla zorladığı, ağlattığı, içime kapattığı zamanlar oldu. Ama böyle zamanlarda kendime hep neden başladığımı hatırlatırım. 'Ne için bu kadar savaştım?' diye sorar yoluma devam ederim. Cevabını zaten biliyorumdur çünkü. Hayatı hissetmek için bazen böyle zamanları yaşamak bile önemli.

Oyunculuk, hayal ettiğiniz, umduğunuz gibi bir meslek çıkmış olmalı ki devam ediyorsunuz. Tersi bir durum olsaydı B planınız neydi? Tek bir çantayla Bodrum'dan İstanbul'a gelirken o anda neler düşündünüz? İstanbul'da bir görüşme ayarlayabilmiş miydiniz yoksa sizinki biraz deli cesareti miydi?
Küçükken antrenörlük ve veterinerlik ikinci planımdı ama şu an ters bir durum olduğunda yine bu sektörde olmak isterdim. Kamera arkasında da iyi işler çıkarabileceğime inanıyorum. İstanbul'da bir görüşme ayarlamıştım ama bu da bir deli cesaretiydi. Çünkü garantisi yoktu. Her an her şey olabiliyor. Keza İstanbul'a geldikten sonra o sıralarda canlandırdığım karakterimin diziden çıkarılması ve benim ortada kalmam da bunun bir örneği.