Yusuf, Ada’nın hayatına bir şey yapamıyordu bu yüzden Bozluk’tan gitmeye karar verdi. Ancak kader o sırada Ada ile Yusuf için tüm kozlarını oynuyordu.
Ada’nın yengesi fenalaştı ve acil araba gerekiyordu. Kimseyi bulamazlarken Yusuf oradan geçiyordu. Ve Ada’nın yardım çığlığına yetişti. Onları hastaneye yetiştirdi. Ada, hastanede yengesini görmek istediği zaman dayısı buna müsaade etmedi. Ağlayarak hastaneden çıkan Ada karşısında Yusuf’u buldu.
Ada ve Yusuf bir süre her şeyden uzaklaştılar. Ada ilk defa nefes almış ve akvaryumdan denize atılan balık gibiydi. Yusuf, Ada’yı eve bıraktığında ikisi de Ada’yı bekleyen felaketten habersizdi.
Mustafa, Ada’yla Yusuf’un görüştüğünü öğrenmiş ve adeta çıldırmıştı. Ada son anda Mustafa'nın elinden kaçıp eve saklanmıştı. Ve dayısına Mustafa ile evlenmek istemediğini söylemek için cesaretini topladı.
Bu sırada Mustafa, Yusuf’un yolunu kesmiş ve onu cezalandırmak için adamlarını toplamıştı. Ancak Yusuf, hem Mustafa’yı hem de adamlarına haddini bildirdi.
Ve Ada’yı ardında bırakıp gitmek istemeyen Yusuf, umudunu kaybetmiş bir şekilde İstanbul’a dönecekken yolda karşısına Ada çıkar. Ada, daha fazla dayanamayarak ayakkabılarını bile giymeden kendini evden dışarı attı. Ve Yusuf, ona elini uzattı.
Şimdi birlikte İstanbul’a giderek Bozluk’u arkalarında bırakacaklardı.