‘İnsanlar dizimizde kendilerini görecek’

Güncelleme: 01 Temmuz 2018 Pazar, 10:27:20

5 Temmuz’da seyirciyle ilk randevusuna çıkacak olan ‘Meleklerin Aşkı’ adlı dizisinin başrol oyuncularından Berkay Hardal diziyi anlattı.

Show TV’nin başrollerini Oya Başar, Berkay Hardal, Gülper Özdemir, Toygan Avanoğlu ve Didem Balçın’ın paylaştıkları yeni dizisi ‘Meleklerin Aşkı’ 5 Temmuz Perşembe akşamı ilk bölümüyle ekranda olacak. Dizide Yağmur adında bir dadıyı canlandıran Berkay Hardal’la ‘Meleklerin Aşkı’ndan özel hayatına kadar uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.  Berkay Hardal, “Farklı aile içi çatışmaları ve karmaşık ilişkileri anlatan, eğlenceli bir hikâyemiz var. İnsanlar kendi durumlarını ekranda görecek ve çok eğlenecek” diyor

‘Meleklerin Aşkı’nın nasıl bir hikâyesi var?

Her türlü duyguyu barındıran bir hikâyesi var. Zaman zaman gülüp zaman zaman üzüleceğimiz ya da kızacağımız, çok farklı duyguları bir arada yaşayacağımız, klişe olayları değil de farklı aile içi çatışmaları ve karmaşık ilişkileri anlatan, eğlenceli bir hikâye.

‘YAĞMUR, İDEAL ERKEK’ 

Türü romantik komedi mi?

Normal bir romantik komedinden ayrıldığı çok nokta var. Uzun sürecek bir duygusallık var mesela. Güldürecek, aynı zamanda düşündürecek. Bu da dizimizi normal bir romantik komedi olmaktan çıkarıyor. 

Dizide canlandırdığınız Yağmur karakteri nasıl biri?

Son derece sevecen, dürüst, ahlaklı bir karakter, ideal erkek diyebiliriz. Anne-baba görmemiş, huzurevinde büyümüş, çok fazla insanla muhatap olmuş ve bu yaşayış tarzı ona çok şey öğretmiş. Huzurevindeki insanlar sevgiye muhtaç olduğundan bebek gibi aslında. Yağmur da onlarla beraber büyümüş. Anne figürü görmediği için karşısındaki kadından aldığı her davranışı anne figürüne yükleyen, değişik bir karakter. 

Dadı olmaya nasıl karar veriyor?

Küçüklüğünden beri dadı aslında, kocaman bebeklerin dadılığını yapıyor. Sonra aşkı bu dadılığı üst seviyeye taşıyor. Yaşadığı aşk sayesinde bir evde dadılık yapmaya başlıyor.

‘FARKLI BİR HİKÂYE’ 

Dadılık yaparken neler yaşanacak?

Çok afacan 3 çocukla ilgilenecek ve o çocuklarla bir çatışma yaşanacak çünkü çocuklar dadıyı kabul etmeyecekler. Yağmur da onlarla arkadaş olmak isteyecek çünkü eve gelme sebebi onlara bakmak değil aşkının yanında olmak. Evin eniştesi Yağmur’u hiç sevmiyor, onunla yaşanan olaylar da var. Evin tüm sorumluluğu Yağmur’a yüklenecek, bu da bazılarına iyi, bazılarına kötü gelecek. 

Bu rolü sizin için cazip kılan başlıca etkenler nelerdir?

Birincisi tatil yapmamam, kendime çalışırken zaman ayırmam gerektiğini düşündüm. İkincisi bu işte benim oynamam gerektiğini düşündüm çünkü farklı bir hikâye ve sürekli yazılan türden bir konu değil.

İnsanlar bu diziyi neden izleyecek? İnsanların biraz gülmeye hakkı var, gülmek ve eğlenmek istiyorlar. Ayrıca kendi evlerinde gelişen olayları ekranda görmek istiyorlar. Kendi durumlarını ekranda gördükleri zaman çok eğlenecekler, bu yüzden dizimizi izleyecekler.

‘Ekibin uyumu çok güzel’

Çekimler nasıl geçiyor?

Ekibin uyumu çok güzel. Samimi bir ortamda çekimler sürüyor. Kimse işten başka bir şey düşünmüyor. Herkes en iyisi için elinden geleni yapıyor. 

Yağmur’un kalbini kaptırdığı karakteri canlandıran Gülper Özdemir’le uyumunuz nasıl?

Gülper’le karşılıklı bir aşk hikâyesini anlatıyoruz. O da benim gibi oyunculukta pas vermeyi ve almayı çok seven bir insan. Aramızdaki elektrik çok tuttu, uyumumuz çok iyi. İkimiz de elimizden geleni yapıp ortaya bir şey koymaya çalışıyoruz. 

‘Bu dizi benim er meydanım’

Sektörle ilgili hayalleriniz neler?

Tekrar İpek Bilgin’le oynamak isterim. Kendisiyle acemilik döneminde oynadım, diğer oyuncularla da öyle. Onlarla çalışırken işi öğrenmeye çalıştım ancak bu işim çok farklı, buna başka gözle bakıyorum. Bu dizi benim er meydanım ancak bunun hırsıyla çıkmıyorum sahnelere. İçimde olan her şeyi verebileceğim bir iş, “Bende olan bu diyebileceğim” bir hikâye. İlk hayalim bu dizide bende olanı göstermek.

‘Popülerlik beni değiştiremedi’ 

Kısa süre önce başladığınız oyunculuk hayatınız nasıl gidiyor?

O konuyla çok ilgilenemiyorum, nasıl gidiyor, ne yapıyorum çok haberim yok. Sadece dışarıdan aldığım tepkilerle bir ölçü oluşturmaya çalışıyorum. Her şey güzel gidiyor.

Dizilerin getirdiği popülerlik hayatınızı etkiledi mi?

Popülerlik çok garip bir şey. İnsanların yolda görüp fotoğraf çektirmek istemesi aslında çok doğal. İnsanlar seni izliyor ve seni kendine yakın görüp seninle bir şeyler paylaşmak istiyor. Benim buna alışmam biraz zaman aldı. Ancak hayatımda bir şey değiştirmedi, çünkü ünlü olma hayali olan biri değildim. Popülerlik hayatımın bir bölümünde olan bir şey olarak duruyor. Bazen toplu taşıma araçlarına biniyorum, insanlar benim otobüse bineceğime inanmıyor. “Yok, o değildir” gibi tepkiler duyuyorum. Popülerlik beni değiştiremedi. Belki giydiğim gömleği, ayakkabımı, yaşadığım evi değiştirdi ama yaşantımı değiştiremedi. 

'Boş zamanlarımda bağlama çalıyorum'

Çekimler dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?

Bu sektöre girmeden önce çok sosyal bir insandım, futbol oynardım, farklı aktivitelere katılmayı çok severdim. Ancak işler başladıktan sonra çok değişti ve bu duruma hâlâ adapte olamadım. Şimdilik boş zamanlarımda sadece evde balkona çıkıp bağlama çalıyorum, müzik yapmaya çalışıyorum. 

Profesyonel olarak müzik yapmayı düşünüyor musunuz?

İleride müzikle ilgili çalışmalarım olacak. Şimdilik bu konu hakkındaki hayalim bulunduğum projede şarkı söylemek. Çünkü türkülerle kendimi daha iyi anlatabileceğime inanıyorum.

‘Birbirimizi anlamanın keyfini çıkarıyoruz’

Hira Koyuncuoğlu’yla ilişkiniz nasıl gidiyor?

Güzel gidiyor. Her şey olması gerektiği gibi. Hiçbir şeyde aceleci davranmıyoruz, akışına bırakıyoruz, çok mutluyuz, karşılıklı birbirini anlamanın keyfini çıkarıyoruz. Bu zamanda bir erkekle bir kadının özellikle de bizim yaşımızda anlaşabilmesi, birlikteliği devam ettirebilmesi çok zor. Biz bunu çok güzel başarıyoruz.

İkiniz de oyuncusunuz. Birbirinize yardımcı oluyor musunuz?

Evet Hira’nın bana çok yardımı oluyor. Kendimi kaptırdığım ve hata yaptığımda beni durduruyor, doğrusunu gösteriyor.

 

HT MAGAZİN -SERKAN ÖZTÜRK