''Yeni Gelin’e kabul edilmek için totem yaptım''

Güncelleme: 27 Ocak 2018 Cumartesi, 10:23:02

Show TV’nin yayınlandığı günden bu yana reytinglerin zirvesinden inmeyen dizisi ‘Yeni Gelin’de Nazgül Bozok karakterini canlandıran Bahar Süer, “Diziye kabul edilirsem göbek atacağım diye totem yapmıştım, haber gelince attım da” diyor

Bahar Süer, SHOW TV’nin reyting rekortmeni dizisi ‘Yeni Gelin’de, Bella’nın azılı eltisi Nazgül Bozok karakterine hayat veriyor. Başarılı oyuncuyla buluşup dizi, sinema ve tiyatro üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...

‘Yeni Gelin’in kadrosuna nasıl dahil oldunuz?

Yönetmenimiz Ersoy Güler’i önceki işlerinden dolayı biliyordum, kendisiyle bizzat tanışmak gerçekten heyecan vericiydi. Bol kahkahalı hatta şarkılı, türkülü bir görüşme gerçekleştirdik. “Diziye kabul edilirsem göbek atacağım” diye totem yapmıştım, haber gelince attım da...

‘SEYİRCİ, NAZGÜL’ÜN SÖYLEMLERİNİ ÇOK SEVİYOR’

Dizide canlandırdığınız Nazgül karakteri şeytani haraketleriyle dikkat çekiyor. Karakteri sizden dinleyebilir miyiz biraz?

Nazgül, Sauron’un ejderha üstündeki kara, şeytani hizmetkârı esasında. Ersoy Hoca (Güler) bir seferinde ‘Yüzüklerin Efendisi’nden esinlendiğini söylemişti. Nazgül benim için yırtıcı bir ejderha gibi ama bir farkla o bir insan, zaafları olan, sevmesini bilen bir kadın... Hırslı, gücü ve başarıyı seven, çok zeki, bir o kadar da duygusal biri. Ailesine bağlı, olaylara herkesten farklı yaklaşımıyla da komik denebilecek bir karakter. Kendine has bir jargon geliştirdi ve seyirci onun bu söylemlerini çok seviyor. Öyle ki yolda bana “Dırej”, “Yoksam yok” ya da “Sukumsuz” diye sesleniyorlar.

Nazgül için “Çukurova’nın ‘Lady Macbeth’i” de deniyor.

Karakter analizinde böyle güçlü bir kadına benzerliğinden bahsedilmesi beni çok heyecanlandırdı. Tabii biz onun bu yönlerinin komiğini çıkardık.

‘SERT SAHNELERİ ÇEKERKEN BÜYÜK HAZ DUYUYORUM’

Sizinle benzeşen yönleri var mı peki?

Bazen Nazgül mü benden, ben mi Nazgül’den besleniyorum bilemiyorum. Ben başarıyı severim fakat mesleğimi rekabet yahut bir yarış olarak görmem. Benzer taraflarımız elbette var, mesela anaç- lığı ve sevme biçimi gibi fakat Nazgül benden çok farklı bir kadın. İtiraf etmek gerekirse onun hırçınlığı içimde gizli bir tarafı ortaya çıkarıyor, sert sahneleri çekerken büyük haz duyuyorum.

‘Tiyatronun farkı hissedilen şeyde’

Sahnede olmakla dizilerde oynamak arasında oyunculuk açısından bir fark olduğu söylenebilir mi?

Tiyatro canlı performans sanatı olduğu için diziden daha zor demek çok yanlış ve demode bir düşünce olur. Farklılık hissedilen şeyde, zorlukta yahut kolaylıkta değil. Birinde karakteri haftalarca prova yaparak giyiyorsunuz, ötekindeyse çekimler sürerken yaptığınız içsel yolculukta keşfediyorsunuz.

‘Seyircinin gülen yüzü en büyük ödül’

Ödüllü bir tiyatrocusunuz. Nasıl gidiyor tiyatro çalışmalarınız?

Yaptığınız işin ödüllendirilmesi kadar mutluluk verici bir şey yok ve ben her oynadığım oyunda ödül almaya devam ediyorum çünkü coşkulu alkışlar, seyircinin tatmin olmuş gülen yüzü benim için en büyük ödül. Umarım bu artarak devam eder. Tiyatro hayatımın her anında var; bazen oyuncu, bazen seyirci, bazen bir okuyucu yahut yorumlayıcı olarak.

‘Yeşilçam fanatiğiyim’

Sinema ve tiyatroda örnek aldığınız isimler kimler?

Ben büyük bir Yeşilçam fanatiğiyim. Hani o replik replik filmleri ezberleyenler var ya, onlardan biri benim. Sosyal içerikli filmleri de çok severim, daha çok yapılması büyük temennimdir. Şener Şen benim için Türk sinema ve tiyatrosunun en önemli isimlerinden biridir.

‘Çok yetenekli yönetmenlerimiz var’

Son dönemde vizyona giren yerli filmleri izleyebildiniz mi?

Elimden geldiğince vizyona giren her filmi izlerim. Yönetmenin dilini çözmek, onun gördüğü dünyayı görebilmek çok heyecan verici. Türk sineması çok yetenekli yönetmenlere sahip. Türüne göre belirlediği amaca ulaşan çok fazla iyi iş yapılıyor.

Sizi beyazperde de görecek miyiz yakın zamanda?

Yönetmenliğini Ömer Faruk Yardımcı’nın üstlendiği, benim de rol aldığım ‘Arapsaçı’ adlı film yakında vizyona girecek. Menfaate dayalı aile ilişkilerini komik bir dille anlatıyor. Ömer, Türk sinemasına büyük işler katacak çok yetenekli bir yönetmen.

‘Özgün işler yapabilmek önemli’

Ülkemizde tiyatroyu nerede görüyorsunuz?

Her sanat dalı yeniliğe açık olmakla gelişir. Ülkemizde alternatif tiyatro yapan bir sürü topluluk var fakat ne yazık ki bunların çoğu büyük şehirlerde uzun ömürlü oluyor. Deneysel ve yenilikçi çalışmaların sanat algımızda yeni bir pencere açabilecek gücü var, yeter ki buna izin verelim. Gelenekçilik karşıtı bir söylemde bulunmuyorum, tam tersi orijinini, kültür mirasını unutmadan ancak kendini de tekrar etmeden özgün işler yapabilmek önemli. Tiyatronun iyi yahut kötü gidişine bir suçlu, bir kahraman aramak yersiz olur. Bu karşılıklı alışveriş meselesi, eğitim gibi. Tiyatro oyunculuğu yapan, izleyen, yazan, okuyan herkesin bu eğitime açık ve istekli olması gerekir.

Röportaj: Serkan Öztürk

HT Magazin