'Çukur’da kadının gücünü göreceğiz!'

Güncelleme: 14 Ekim 2017 Cumartesi, 10:38:51

‘Çukur’da, hayatını ailesine adamış Sultan karakteriyle ekrana dönmeye hazırlanan Perihan Savaş, HT MAGAZİN’e konuştu

"Yeşilçam'ın usta ismi Perihan Savaş, uzun yıllar sonra ‘Çukur’ dizisiyle seyirci karşısına çıkacak olmanın heyecanını yaşıyor. Bugüne kadar 120’yi aşkın sinema filmi, onlarca dizi ve tiyatro oyununda rol alan Savaş, yıllardır aradığı senaryoyu 23 Ekim’den itibaren Show TV ekranında yayınlanacak olan ‘Çukur’da bulmuş. Aras Bulut İynemli, Dilan Çiçek Deniz, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Rıza Kocaoğlu, Nebil Sayın, Kubilay Aka ve Ercan Kesal gibi oyuncuların yer aldığı dizide, çocuklarına ve ailesine sahip çıkan, dik bir duruşu olan ‘Sultan’ı canlandıracak Perihan Savaş. Usta oyuncuyla buluşup diziden hayata uzanan keyifli bir sohbete koyulduk."

‘SENARYO BENİ BİR ÇIRPIDA KAVRADI’

‘Çukur’ dizisiyle uzun bir aranın ardından ekrana dönüyorsunuz. Bunca yıl nerelerdeydiniz?

Bu süre zarfında birkaç diziye konuk oyuncu olmuştum. Onun dışında dediğiniz gibi hiç ekranda olmadım. Pek çok teklif aldım ama bu teklifler beni tatmin etmedi. Çukur’da canlandıracağım ‘Sultan’ karakterinin özellikleri ve senaryo beni bir çırpıda kavradı. Beni fazlasıyla heyecanlandırdı!

‘Sultan’ nasıl biri?

İdris karakterine hayat veren Ercan Kesal’ın eşi. Koçovalı Ailesi’nin belkemiği, sözü kanun olarak kabul edilen bir kadın. Hayatını kocasına ve çocuklarına adamış. Çocuklarını ve ailesini koruyan, dominant ve dik bir kadın. Sultan, dik kadınların sesi olacak.

‘EKRANLARIN YENİ SULTANI OLACAĞIM’

Günümüzde Sultan’lar kaldı mı peki?

Geçen yıllar içerisinde gelenek ve göreneklerimizden fazlaca ayrıldık, feodal aile yapısından uzaklaştık. Günümüzde Sultan’lar maalesef kalmadı. Herkes başına buyruk yaşıyor artık. Biz bunu yeniden hatırlatacağız. Ekranların yeni sultanı olacağım!

‘Çukur’un en çok hangi özelliği sizi cezbetti?

Bodrum’da tatil yaparken senaryoyu ilk elime aldığımda “Bu iş olur, yıllardır beklediğim proje bu” dedim. ‘Çukur’, içerisinde hem duygusal hem de komik öğeler barındırıyor. Seyirciler bugüne kadar beni hiç görmedikleri bir şekilde görecekler. Öte yandan bugüne kadar gerek ekranda gerek beyazperdede erkek hikâyeleri işlenir, onlara hizmet edilirdi ama burada kadın hikâyesi var. ‘Çukur’da kadının gücünü göreceğiz!

 

‘DEVİR DEĞİŞTİ, KADIN EKMEĞİNİ ELİNE ALDI’

Geçmişe oranla günümüzde kadınların erkekler karşısında sesleri daha gür çıksa da kadına şiddet hâlâ kanayan yaramız durumunda...

Eskiden erkekler “Ben çalışır evime bakarım, karım da benim emrimde, çocuklarımın annesi olur, asla dışarı çıkmaz” derdi. Ama artık devir değişti! Kadın ekonomik özgürlüğünü kazandı ve erkeğinin karşısına dikildi. Erkekler, kadını karşısında güçlü olarak gördüğünde deliriyor. Erkeğin, kadına şiddet uygulaması da başkaldırması da kadının ekmeğini eline almasından kaynaklanıyor.

 

 

Çukur’un nasıl bir mahalle olduğu merak konusu. Bu mahallede ne tür hikâyeler yaşanacak?

Mahalledeki Koçovalıların parası var ama lüks yaşamıyor, alt kesimin sesine kulak veriyorlar. ‘Kimse kimseden üstün değildir’i anlatacağız. Bu mahallede aşktan hüzne kadar pek çok konu var, dram ve aksiyon da var! Seyirciyi aile ve mahalle kültürü üzerinden sımsıkı yakalayacağız!

Günümüzde mahalle hayatının her geçen gün biraz daha kaybolduğu aşikâr. Bu kültürü yeniden kazanabilir miyiz?

Nefes almak istiyorsak, bu kültüre sahip çıkmalıyız. Ben, mahalle kültürünün hâkim olduğu Fatih’te doğup büyüdüm. 1960’lı yıllarda yolda yürürken simitçisinden bakkalına kadar herkesle sıcak bir diyalog içindeydik. Komşular birbirine kol kanat gererdi. İnsanlar, siteye veya rezidanslara giden komşularını gördükten sonra “Biz niye gitmeyelim?” dediler ve sürü psikolojisine uyarak mahallerini terk ettiler. Bugüne kadar hiç rezidansta oturmadım, oturmam da! O camların arasında kendimi fanusta kalmış gibi hissediyorum. Mahalle kültürü candır!

 

‘Yeni oyunculara özlem yok’

Günümüzde star kavramı kaldı mı sizce?

Kalmadı! Eskiden Yeşilçam oyuncuları sokakta yürüdüğünde herkes peşlerine takılırdı. İnsanlar merak ediyordu yaşantılarımızı. Yeni oyunculara özlem yok. Her gittiği mekândan fotoğraf paylaşırsa nasıl olsun? Günümüz sanatçıları bu kadar uluorta yaşamamalı.

 

'Sanatçılar ölünce kıymete biniyor’

Yeşilçam oyuncularının pek çoğu günümüzde emeklilik hayatı sürmeye mahkûm bırakılıyor. Bu durum size ne hissettiriyor?

Bir sanatçının yaşlanması onun oyunculuğunu bitirmesi anlamına gelmemeli. Asıl tecrübeli oyuncu sette yer almalı ki gençlere bilgilerini aktarabilsin. Ama yok! Sanatçılar öldükten sonra kıymete biniyor. Yeşilçam’ı çok küçümsüyorlar ama günümüz yapımcıları ve oyuncuları Yeşilçam’dan ekmek yiyor.

 

‘Sinema adına hüzünlüyüm’

Günümüz Türk sinemasını nasıl buluyorsunuz?

Sinemada hak ettiğimiz yerde değiliz. Sinemamızın 100. yılını kutluyoruz ama daha ortada sinema kanunu yok! Çekilen filmlere gelecek olursak, bize ait yöresel hikâyelerimiz yok, özenti projeler var. Biz teknik imkânsızlıklara rağmen sevgi ve özveriyle bu işi yapmıştık. Parayı hiç düşünmezdik ama şimdi akla sadece para geliyor. Öte yandan sinemacılar da birlik olamıyor. Sinema adına hüzünlüyüm.

 

‘Sevgilerimizi, toplu mesajlara indirgedik’

Ülkemizde aile bağları ne durumda sizce?

Teknolojinin ilerlemesiyle bağlarda ciddi sorunlar oluştu. Sevgilerimizi, toplu mesajlara indirgedik. O sevgi değil, kolaylık! Sevgi, sımsıkı sarılıp bırakmamamız gereken bir olgu. Bağları yeniden onarmak için tahammül ve tevekkül gerekiyor.

 

‘Namus insanın kalbinde ve beynindedir’

Günümüzde hâlâ mahalle baskısı olduğunu düşünüyor musunuz?

Küçük kalmış mahallelerde var. Bu ülkede en büyük baskı dul kadınlara! Dönüp dolaşıp namus kavramına geliyoruz ve hep orada takılıyoruz. Namus, insanın kalbinde ve beynindedir. Onun hesabını verecek olan benim, sen beni dul kaldım diye yargılayamazsın! Bu ülkede çok namus bekçisi var!

 

Röportaj: Arif HÜR | Gazete Habertürk