‘Yeni Gelin komediye olan açlığı dindirdi’

Güncelleme: 22 Nisan 2017 Cumartesi, 10:15:39

Show TV’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Yeni Gelin’de bir aşiret ağasının oğlu olan Hazar karakterini canlandıran Tolga Mendi ile çok özel röportaj!

Show TV’nin milyonları ekran başına kilitleyen dizisi ‘Yeni Gelin’de canlandırdığı ‘Hazar’ karakteriyle kısa sürede genç kızların sevgilisi haline gelen Tolga Mendi, HT MAGAZİN’e konuştu. Dizinin, Adana’da süren çekimlerine verilen bir günlük arayı fırsat bilen yakışıklı oyuncu soluğu İstanbul’da aldı. Yağmurlu bir İstanbul gününde bir araya geldiğimiz Mendi’yle ilk durağımız go-kart pisti oldu. Hem stres atan hem de hünerlerini sergileyen oyuncu adeta pistin tozunu attı. Adrenalin tutkunu olan Mendi’yle ikinci durağımız, sinema salonu oldu. Birlikte ´Hızlı ve Öfkeli´ serisinin 8. filmini seyrettiğimiz oyuncu, “Aksiyon filmlerini çok seviyorum. İlk fırsatta bir aksiyon filminde rol almak istiyorum. Bu filmde teknolojiyi çok iyi kullanmışlar” diyerek sinemaya yeşil ışık yaktı. Son durağımızsa Eminönü-Karaköy hattı oldu.

İşte huzurlarınızda Tolga Mendi...

 

‘GÜLMEYİ YENİDEN HATIRLATTIK’

 

İlk başrol deneyiminizi yaşadığınız ‘Yeni Gelin’ dizisi ekranda 6 haftayı devirdi. Geniş çevrelerce tanındıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Diziye başlamadan önce sokakta rahat rahat yürüyebiliyordum. Şu anda gerek çekimlerin gerçekleştirildiği Adana’da gerek de İstanbul’da insanlar suratıma bakıp gülüyorlar, selam veriyorlar ve fotoğ- raf çektirmek istiyorlar. “Bella’nın kocası Hazar” diye seslenenler oluyor. Kısa sürede popülerlik yakalamak ister istemez gururumu okşuyor. Bunların dışında bir değişiklik yok. Şu sıralar ben de ekip de sadece işimize konsantre durumdayız.

Dizinin reytinglerde en üst sıralarda yer almasını konsantrasyonunuzun ekrana olumlu yansıması olarak yorumlayabilir miyiz?

Evet. Konsantrasyonun yanı sıra setteki tecrübeli ve genç oyuncular her anlamda bütünleşmiş durumda. Her oyuncu karşı- sındakinin dilini biliyor. Bu nedenle sette her geçen gün kendimi geliştirdiğimi hissediyorum. İnsanlar kamera arkasındaki doğallığı da yakalamış durumdalar.

Nasıl yani?

Ekranda ağırlıklı olarak dram dizilerinin olduğunu görüyoruz. Bizim reytinglerde üst sıralarda yer almamız halkın komediye olan açlığından da kaynaklanıyor. İnsanlar dramdan bıkmıştı. Biz komediye olan açlığı dindirdik. Aile komedisini en yalın haliyle anlattığımız için seyirciler, ‘Yeni Gelin’de kendilerinden bir parça buldular. Hem ekranlarda bu denli güldüren bir dizi yok. İnsanlara gülmeyi yeniden hatırlattık. Dizimizin ilerleyen bölümleri de izleyicileri şaşırtacak sürprizlere gebe.

Dizideki partneriniz Jessica May ile diyaloğunuz nasıl?

Jessica’ya ilk tanıdığım günden beri naçizane de olsa bilgilerimi aktarıyorum. Şu an kendisiyle güzel bir arkadaşlığımız var. Oyunculuk konusunda çok hızlı bir ilerleme kat etti bana kalırsa. Bugüne kadar aldığım çok sayıdaki, “Ekrana yakı- şıyorsunuz” mesajları da beni ayrıca mutlu ediyor, belirtmeden geçemeyeceğim.

 

 

‘HER ZAMAN DİKKAT ÇEKEN BİRİYDİM’

 

Oyuncu olmaya tam anlamıyla ne zaman karar verdiniz?

Çocukuğumdan beri her zaman dikkat çeken biriydim. 10’lu yaşlarımda ekrandaki oyunculara bakıp “Benim neyim eksik?” diye kendime sorardım. Üniversite sınavına hazırlanırken bile aklımda oyunculuk vardı ama İstanbul’da inşaat mühendisliği bölümünü kazandım. Ama yerimde duramadım tabii. Okula devam ederken Adana’da çalıştığım dönemde elde ettiğim parayla İstanbul’a, Craft Tiyatro’ya gelip oyunculuk eğitimi aldım. Sonra Bahar Kerimoğlu’ndan özel ders aldım. ‘Acı Aşk’ ve ‘Rüzgarın Kalbi’ dizilerinde yer alarak da bir nevi stajımı yaptım.

Konservatuvar eğitimi alamaz mıydınız?

Almak isterdim tabii ama olmadı. Maalesef toplumumuzda oyunculuk mesleği insanlar tarafından iş olarak görülmüyor. “Kolunda bir altın bileziğin olsun” dendiği için hâlâ inşaat mühendisliğinde okuyorum. Oyunculuğu meslek olarak görmemek büyük bir ayıptır. Gelinen noktada her şeye rağmen başrolde yer almak gerçekten tarifi imkânsız bir duygu. İnşaat mühendisi olacakken oyuncu oldum.

 

 

'YAPAMAZSIN DİYENLERİ MAHÇUP ETTİM'

 

Çevrenizde “Oyunculuk yapıp ne yapacaksın?” diyenler de olmuştur...

Olmaz mı? Ama ben azmederek doğduğum şehre başrol oyuncusu olarak döndüm. İstanbul’a eğitim almak için gelirken, “Sen yapamazsın, dönersin” diyenleri mahcup ettim. Ama gelin görün ki o gün bunu diyen insanlar şimdilerde yamacımda olmak istiyor.

Son dönemde pek çok dizi oyuncusu kaslarıyla gündeme geliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Oyuncuların aşırı kaslı değil ama fit olmaları gerekiyor. Oyunculukta salt yakı- şıklı ve kaslı olmak yetmez. Bilgi ve yetenek olmazsa bir yerde tıkanır kalırsın. 

 

‘KİCKBOKS DERSLERİ ALMAYA BAŞLADIM'

 

Sinema alanında gelecek hedefleriniz nelerdir?

Hangi oyuncu “Ben sinemayı istemiyorum” diyebilir ki? İlerleyen dönemde senaryosunu elime aldığımda dramsa beni ağlatacak, komediyse beni güldürecek, kendi içerisinde kurgusu olan her türlü filme varım. Sinema alanında en çok Ferzan Özpetek ve Nuri Bilge Ceylan’la çalışmak istiyorum. Küçük yaşlardan beri aksiyon ve polisiye filmlerine karşı bir ilgim var. Hatta şimdiden aksiyon işleri için kendimi eğitiyorum. At binme derslerinin yanı sıra kickboks dersleri de almaya başladım. Zaman neler gösterir bilemeyiz tabii.

‘İsmimi Kenan ve Kıvanç’ın yanına yazdırmak istiyorum’

İlerleyen dönemde aynı seti paylaşmak istediğiniz oyuncular var mı?

Çetin Tekindor ve Şener Şen! Bir nevi okul gibi olan bu 2 insanın sohbetlerine ortak olmak bile başlı başına bir olay. Yanlarında, yamaçlarında dursak bile yeter. Hedeflerim yüksek. Bu yola çıkarken benim için Türkiye’nin tepesinde yer alan 2 oyuncu vardı: Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu... Minimum onlar gibi olmak için bu yola çıktım. Onların isimlerinin yanına ismimi yazdırmak istiyorum. Oyunculuğun uçsuz bucaksız bir deniz oldu- ğunu düşündüğüm için yurtdışına açılma hayalim de var. Tabii yolum daha uzun. “Ben oldum” demeden, her gün bir şeyler öğreneceğim.

 

‘AŞK, BENİ BIRAKIP BİZ OLABİLMEKTİR’

 

Sizin pencerenizden aşkın tanımı nedir?

Aşk, Allah’ın biz insanoğluna verdiği en büyük lütuflardan biridir. Eğer hayatımızda biri varsa onun kıymetini bilmeliyiz. Daha farklı tanımla aşk, beni bırakıp biz olabilmektir! Gerekirse, sevdiğin aç yatıyorsa sen de aç yatmalısın ki onunla bütünleşebilesin! Aşk, olmadan hayat olmaz. Ama maalesef günümüzde ilişkiler ağırlıklı olarak maddiyata dönmüş durumda. Bu, hoş bir şey değil.

 

‘İYİ KEBAP YAPIYORUM’

 

Günümüzde erkeklerin de kadınlar kadar mutfağa girdiğini görüyoruz. Bir Adanalı olarak sizin mutfakla aranız nasıl?

Annem çalıştığı için 7 yaşından beri mutfağa girip kendi kendime yemekler yapmaya başladım. Ağırlıklı olarak dolma, sarma, diyet yemekleri, kebap, salata, sebze ve et yemekleri yapıyorum. Yemek yapan erkek her kadının hayallerini süsler biliyorum ama ben bunu ilgi çekmek için yapmıyorum, gerçekten seviyorum. Oyunculuk nasıl bir sanatsa, yemek yapmak da bir sanattır!

 

‘‘SOSYAL MEDYADAN EVLİLİK TEKLİFLERİ ALIYORUM"

 

Bir kadında aradığınız özellikler nelerdir?

Esmer olsun veya sarışın olsun gibi kriterleri olan bir insan değilim. Benim için öncelikle kadının bir duruşu olmalı. Manevi anlamda hem güçlü hem de zeki bir kadın olmalı. Benim için maddiyat öyle ilk planda değil.

Gerek sosyal medyada gerekse sokakta genç kızlardan ne yönde tepkiler alıyorsunuz?

Sosyal medyada çok sayıda “Hadi gel evlenelim” mesajıyla karşılaştığımı söyleyebilirim. Kibar bir şekilde oyunculuğumu beğendi- ğini söyleyenler ve hatalarımı ifade eden mesajlar da geliyor. Tabii üne kavuşmanın cilveleri bunlar. Gelen mesajlar yüzümde tebessüm oluşturuyor.