'Ekrandaki komedi boşluğunu doldurduk'

Güncelleme: 25 Mart 2017 Cumartesi, 11:17:32

SHOW TV’nin cumartesi akşamlarına damga vuran dizisi ‘Yeni Gelin’de eğlence ve heyecan tüm hızıyla devam ediyor.

Show TV’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Yeni Gelin’de İspanyol güzeli Bella’nın babasını canlandıran Renan Bilek ile annesini oynayan Lale Başar, “Ekranlarda gördüğümüz aşk dizilerinin çoğunda hüzün ve entrika var. Aşkın komedisini yapıyoruz. Ayrıca aşkın nasıl diri tutulacağını esprili bir dille gösteriyoruz. Yeni Gelin sayesinde ekranlardaki komedi boşluğunu doldurduk” diyorlar.

Show TV'nin cumartesi akşamlarına damga vuran dizisi ‘Yeni Gelin’de eğlence ve heyecan tüm hızıyla devam ediyor. Dizide ‘İspanyol gelin’ Bella’nın anne ve babasını oynayan Renan Bilek ve Lale Başar ile çekimlerin gerçekleştirildiği Adana’da bir araya gelip dizi hakkında merak edilenleri konuştuk...

Yeni Gelin’de Bella’nın anne ve babasını canlandırıyorsunuz. Karakterlerinizi sizden dinleyebilir miyiz?

Renan Bilek: Emekli diplomat olan Kamil, ilk görev yeri olan İspanya’da Kamilla ile evleniyor. Sonrasında gözbebekleri Bella dünyaya geliyor. Kamil, hayatı yıllarca kılıbıklığın doruklarında yaşamış, sosyal hayatındaki statüsünü eve girerken portmantoya asmak zorunda kalmış bir adam. Çukurova’dan esen rüzgârın Kamil’e tekrar maçoluğunu hatırlatıp hatırlatamayacağını ilerleyen bölümlerde göreceğiz!

Lale Başar: Kamilla, avamlık, cehalet ve köylülük düşmanı olduğu için kızının bir aşiret oğluyla evlenmesini kabul edemiyor. Otoriter yapısından mütevellit kocası ve kızının bütün haklarına el koymuş, onlar üzerinde her konuda söz sahibi, asilzade biri. Bella, Hazar’la evlenerek bu ipoteği hayatının üzerinden kaldırsa da Kamilla’nın daha söyleyecek çok sözü var.

 

 

‘AŞKIN KOMEDİSİNİ YAPIYORUZ’

Dizinin yayın hayatına başladıktan sonra kısa sürede halkın geniş kesimleri tarafından kabul görmesini nasıl açıklarsınız?

R.B.: ‘Yeni Gelin’, eğlenceli olmasının yanı sıra şenlikli ve rengârenk bir dizi. Ekip olarak nitelikli bir aile komedisi yapıyoruz. Bunların dışında bizim seyrettiğimiz aşk hikâyelerinde daha çok hüzün ve acılar var. Biz gerçek aşkın umudunu ve ümidini yaşattığımız için dikkat çekiyoruz. Her açıdan izlenmeye değer bir iş.

L.B.: Ekranlarda gördüğümüz aşk hikâyelerinin çoğunda hüzün ve entrika var. ‘Yeni Gelin’le ekranlardaki komedi boşluğunu doldurduk. Aşkın komedisini yapıyoruz. Ayrıca aşkın nasıl diri tutulacağını esprili bir dille gösteriyoruz. Seyirciyle diyaloğumuz tuttu.

R.B.: Bu coğrafya öteki diye tanımladıklarımızla birlikte yaşamanın getirdiği empatiyle var olmuştur. Hayat renkleriyle güzel. Kendimi esen rüzgâra bıraktım.

 

 

‘YILLARDIR TANIŞIYOR GİBİYİZ’

Dizide kızınızı canlandıran Bella, eğitim amacıyla geldiği İstanbul’da tanıştığı Hazar ile kaynaşıp kısa sürede evleniyor. Evlendikten sonra Adana’ya gelin olarak gidiyor, sonrasında siz de İspanya’dan ayrılıp onun peşinden geliyorsunuz...

R.B.: Ne yolculuk ama! Dizide eşim olan Kamilla ile severek evlendiğim için kızımın halinden anlıyorum. Aynı şeyi eşim için söyleyemeyeceğim. Evinin kontrolünü eşine bırakmış bir adamı oynadığım için son sözü eşim söylü- yor genelde. Aslında bu hikâyede insanlar bir nevi Doğu’yla Batı’nın nasıl kaynaştığını görüyorlar. Farklı hayat tarzlarına sahip olunsa bile ortak bir dil bulunup konuşulabileceğini gözler önüne seriyoruz.

L.B.: Bu tür durumlarda erke- ğin ailesi daha çabuk kabulleniyor ama kızın ailesi daha çok tepki gösteriyor. Biz de bir nevi buna ışık tutuyoruz. Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu hiç şüphesiz, aşkın gücü olsa gerek. Aşkın gücü hayatta pek çok şeyin önüne geçer!

Size, ‘Yeni Gelin’de ben de olmalıyım dedirten ne oldu?

R.B.: İki sezondur dizi yapmı- yordum. Açıkcası bu sene komedi düşünmüyordum ama Ersoy Güler’in kaleminden çok etkilendim. Hayatta ne kadar çok yönetmenle çalışırsanız o kadar çok bilgi edinir ve oyunculuğunuzu geliştirirsiniz diye düşünenlerdenim.

L.B.: Renan Bey’in de bahsettiği gibi Ersoy Güler’in kaleminin kıvraklığı ve özgünlüğü bana ‘Bu işte olmalıyım’ dedirtti. Kısa sürede güzel bir tat yakaladık. Bir- çok arkadaşı yeni tanıdım ama yıllardır tanışıyor gibiyiz. Bu sıcaklığın ekrana da yansıdığını düşünüyorum. Çünkü, eğlenmezsen eğlendiremezsin, mutlu olmazsan mutlu edemezsin.

'Tahin-Pekmez gibiyiz'

Bu projeden önce tanışıklığınız var mıydı?

L.B.: Sette tanıştık. Renan Bey çok şeker, yumuşak, sempatik, huylu ve en önemlisi de uyumlu bir adam. İnsanı gıcık eden huyları yok.

R.B.: Lale Hanım’a benzer hisler besliyorum. Kendisini ispatlamış bir oyuncuyla birlikte böylesine nitelikli bir komedi işinde bir arada olmak keyif verici. Birbirimize kısa sürede uyum sağladık. Tahin pekmez gibi olduk sanki!

 

'Onu farklı kılan doğallığı'

Dizinin Brezilyalı gelini Jessica May, performansıyla parmak ısırtıyor. Onun hakkında neler söylersiniz?

L.B.: Jessica’yla tanıştığımda gözündeki oyunculuk ışığını gördüm. Onu farklı kılan şey doğallığı oldu bana kalırsa. Türkçe’yi sökmüş durumda. Cici ve aklı başında bir kız olmasının meyvelerini toplayacaktır.

R.B.: Rabbim nazarlardan korusun! İlk oyunculuk deneyimini hem tecrübeli oyuncuların hem de genç oyuncuların olduğu, çeşitliliğin had safhada olduğu bir sette yaşaması onun için kıymeti bilinmesi gereken bir şans. Seyirci gözüyle baktığımızda ise Hazar’la birlikte ekrana çok yakıştılar! Bahtı açık olur umarım.