‘Nazlı ve Fırat’ın aşkı masumiyet kokuyor’

Güncelleme: 18 Nisan 2016 Pazartesi, 08:12:24

Show TV’nin bu akşam ilk bölümü yayınlanacak yeni dizisi ‘İstanbul Sokakları’nın başrol oyuncularından Caner Cindoruk “İstanbul Sokakları masum bir aşkı anlatıyor” derken Gizem Karaca “Nazlı’nın hastalığı Fırat’ın sorunları arasında masum bir aşk geliyor”

NEZİHA KARTAL/HABERTÜRK MAGAZİN

Başrollerinde Caner Cindoruk, Gizem Karaca, Rıza Kocaoğlu ve Naz Elmas’ın yer aldığı Show TV’nin yeni dizisi ‘İstanbul Sokakları’ bu akşam saat 20.00’de seyirciyle buluşuyor. Kalp hastası Nazlı (Gizem Karaca) ve Fırat’ın (Caner Cindoruk) yaşadıkları imkânsız aşkı ve Sibel, (Naz Elmas), Fırat ve Cemil (Rıza Kocaoğlu) arasındaki aşk üçgenini anlatan diziyi oyuncularıyla konuştuk.

‘İstanbul Sokakları’nda olmanızı sağlayan faktör neydi?

Gold Film ‘Hanımın Çiftliği’nde de çalıştığım bir firma ve Faruk Teber tarzını çok iyi bildiğim gerçekten çok başarılı bir yönetmen. İnsanın tanıdığı kişilerle çalışması, bir sıfır önde başlaması demektir. Bunların yanında Fırat’ı çok sevdim. Ağır tavrı, aşkı yaşayış şekli içime sindi.

Senaryoda sizi etkileyen sahneler hangileriydi?

İnsanlar her zaman düşündükleri şeyi söylemezler. Elekten geçirdikleri şeyleri söylerler. ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’daki o içten sözler aklımızda şiir gibi kaldıysa ‘İstanbul Sokakları’nda da aşkı içlerinden haykıracaklar. Nazlı ve Fırat’ın aşkında Yeşilçam masumiyeti var.

Canlandırdığınız Fırat karakteri nasıl biri?

Fırat yalnız bir adam. Babasını o çocukken öldürmüşler. Bundan sonra da ailesinin sorumluluğunu üzerine almış. Devamlı iş koşturmasıyla hayatını devam ettiriyor. Fırat kirli dünyada ailesini ve kendisini korumaya çalışan bir adam. Hayatında hiç sevmemiş. Yükümlülüklerinden aşkı hep ertelemiş. Ta ki hiç ummadığı bir anda Nazlı’yı görene kadar. Nazlı’yla göz göze geldiğinde ilk görüşte âşık oluyor. Ben hiç yaşamadım ama ilk görüşte aşk vardır. O an bir aşk başlıyor ama ikisi de itiraf edemiyor. Dünyaları hayatları çok başka ama aşk engel tanımaz. Dizide bunu göreceğiz.

Fırat’ın kirli bir hayatı var; bu durum Nazlı’yla ilişkisini nasıl etkiliyor?

Fırat, Nazlı’yı korumak için kendisinden uzak tutmaya çalışıyor. Umut vermek Nazlı gibi saf birini tehlikeye atmak anlamına geleceği için uzak durmaya çalıyor. Bazen akılla kalp bambaşka şeyler söyler. İnsan inanmadığı şeyleri yapar. ‘İstanbul Sokakları’ çelişkilerin ve çatışmaların ortasında masum bir aşkı anlatıyor.

Sizin için ‘Gözleriyle seven adam’ demişler. Fırat’ta da bunu görecek miyiz?

Bu karakteri sevme sebeplerimden biri de o. Aşk cümlelerle değil de bir bakışla anlaşmaktır. Hayatta da bu böyle, bazen bir bakışla anlatırız en zor duyguları. Fırat kendini anlatabilen ve duygularını gösterebilen bir adam değil. Fırat ve Nazlı’nın aşkı bakışlarda yaşanacak.

Bu yorumlar oyunculuktan sonra mı başladı yoksa hep var mıydı?

Eskiden farkında değildim ama çalıştığım herkes bana aynı şeyi söyledi. Buna benzer çok yorum aldım. Bu da beni mutlu ediyor. Oynadığım adamlar âşık, seven adamlardı. Bence âşık olan herkes sevdiğine güzel bakar.

Fırat’ın hangi özelliğinde kendinizi buluyorsunuz?

Fırat’ın ailesine olan sorumluluğunu kendime çok yakın görüyorum. Çalışma hırsı ve duygularını içinde yaşıyor oluşu bana çok yakın. Sert dünyasının altında duygusal bir adam. O yönünü Nazlı’yla birlikte görmeye başlıyoruz sanırım... Fırat’ın gülen tarafı, sakladığı çocukluğu Nazlı’yla beraber ortaya çıkacak. Çok saf ve temiz bir aşk doğuyor aralarında. Ve bu aşk karşı konulmaz bir hale gelecek.

Seyirciler ‘İstanbul Sokakları’nı neden seyretmeli?

Ölümle burun buruna bir kızın hayata tutunma çabasını görecekler. Farklı iki dünyada hayata tutunmaya çalışan insanların aşkına tanıklık edecekler. Fırat’ın dünyasındaki çatışmalar heyecanlandıracak, Nazlı’nın dünyası hüzünlendirecek.

‘Birbirinden uzak durmaya çalışan âşıkların hikâyesi’

Canlandırdığınız Nazlı nasıl biri?

Nazlı ailesinin tek çocuğu olan kalp hastası bir kız. Resim öğretmenliği okumuş ama atanamadığı için sokakta börek satıyor. Ailesi hastalığından dolayı sürekli üstüne titriyor, bu da Nazlı’nın hayatını kısıtlıyor. Nazlı ölüm korkusu olan bir kız ama ödlek değil. Sıkıntısının farkında ve çocukluğundan beri durumu kabullenmiş. Hastalığı dolayısıyla çocukluğunu yaşayamamış. Tek isteği hastalığı yenip hayata devam etmek.

Fırat’la karşılaştıktan sonra Nazlı’nın hayatında neler değişecek?

Fırat’la karşılaştığında mutlu olma isteği var. İşler ciddileşip gerçekten âşık olduğunu anladığında hastalığının acısıyla karşılaşıyor. Bu defa aşkından kaçmaya çalışıyor. Çok severken uzak durmaya çalışıyor Nazlı. Kavuşamadıkça büyüyen bir aşk yaşayacaklar.

Nazlı’yla Fırat’ın aşkı ekrana nasıl gelecek?

Didişmeler, kavgalar mı seyredeceğiz yoksa daha sakin mi olacak? Öyle sahneler var ki sadece iç sesleriyle konuşacaklar. İkinci bölümde aşkları daha ortaya çıkacak ama önce kendi içlerinde yaşadıkları aşkı göreceğiz. Bu senaryoda en sevdiğim şey iç sesleriyle konuşmaları. İçlerinden öyle güzel şeyler söyleyip dışarıdan birbirleriyle didişiyorlar. Sürekli kendileriyle çatışıyorlar. Öyle bir düğüm var ki yollarında, kavuşmaları çok zor olacak.

‘İstanbul Sokakları’nı insanlar neden seyretmeli?

Her tür insan ve yaşamı gösteriyor. İstanbul nasıl farklı hayatları barındırıyorsa dizi de öyle. Nazlı’nın hastalığı, Fırat’ın sorunları arasında masum bir aşk geliyor. İnsanlar ‘İstanbul Sokakları’nda tatlı bir İstanbul kokusu hissedecek.

‘Kemal karavanda 8 saat beni bekledi’

Sevgiliniz Kemal Ekmekçi ile evleneceğiniz yönünde haberler çıktı. Böyle bir düşünceniz var mı?

Haberler gerçekten komik. Yılbaşında Venedik’e gittik. Instagram’a da bir tane fotoğraf koydum. Bir hafta sonra, “Gizem Karaca’nın sevgilisi Venedik’te evlenme teklif etti” diye haber çıktı ama ilginç detaylarla. Haziranda evleniyormuşuz ve Kemal’in ailesi geleneksel Bodrum düğününde benim deveye binmemi istemiş. Böyle bir uydurma yok. Ablasıyla konuştuk, annesi “Ben 30 sene önce gelin geldim ben bile deveye binmedim” deyip gülmüş. Bu yaz değil ama seneye yaz sonu ciddi bir adım atılabilir. Bu sene evlilik veya nişan gibi bir düşüncemiz yok. Ama ciddi bir ilişki yaşıyoruz.

Murat Boz, Aslı Enver’i ‘Kış Güneşi’nin setinde 4 saat beklemişti. Kemal Bey’in rekoru kaç?

Kemal yazın uçaktan inip gece 12’de sete gelmişti. Sabah sekizde çıktık setten. 8 saat karavanda oturup beni bekledi. Allah’tan hiç şikâyet etmedi.

Özel hayatınızın göz önünde olması oynadığınız karakterin inandırıcılığını etkiliyor mu?

Önceden öyle düşünüp çok korkuyordum. Ufacık yanlış bir haber çıksa bile çok etkilenirdim. Belki de hayatımda ciddi biri olmadığı, hayatımdaki insana güvenmediğim için gizlemek istiyordum. Çok özel şeyleri paylaşan biri değilim ama bir yere gidiyorsam koymak istediğim fotoğrafı koyarım. Bu karşındaki insana güveninle alakalı.

‘Cemil’in aşkı hastalıklı bir tutku’

‘İstanbul Sokakları’ndan teklif geldiğinde kabul etmenizdeki en büyük etken neydi?

Yönetmenle yaptığım toplantı oldu, Faruk Teber’le çalışacak olmak çok heyecan vericiydi. Senaryonun güçlü matematiği ve dinamizmi, karakterlerdeki sahicilik kabul etmemdeki en önemli etkenler.

Cemil karakteri nasıl biri?

Cemil iyi eğitim almış bir işadamı. Tutkularıyla hareket eden, amacına ulaşmak için hiçbir kural tanımayan biri.

Cemil’in Sibel’e olan aşkını nasıl tanımlıyorsunuz?

Cemil’in aşkı hastalıklı bir tutku, hırstan kaynaklı bir sahipleniş, yok eden tüketen bir ilişki şekli olarak tanımlayabilirim.

Cemil ve Fırat arasındaki sorun Sibel mi yoksa geçmişle bir hesaplaşma mı?

İki karakterin arasındaki mücadele her konuda bir iktidar meselesi. Fırat doğal bir iktidara sahipken Cemil sonradan edinilmiş bir iktidara sahip olduğu için bir mücadele var. Hangi iktidar şeklinin doğru olduğu tartışması biraz da bu hikâye.

İnsanlar ‘İstanbul Sokakları’nda ne bulacak?

Yeşilçam sinemasının samimiyetinin peşinden giden, acıklı bir aşk hikâyesi.

Bir cümleyle ‘İstanbul Sokakları’nı anlatır mısınız?

İstanbul sokakları gibi hareketli ve tahmin edilemez.

‘Seyirci Sibel’in sırdaşı olacak’

‘İstanbul Sokakları’nda Sibel’in nasıl bir hikâyesi var?

Sibel’in bambaşka bir hikâyesi var. Dizide Sibel, Cemil, Fırat ve Nazlı’nın arasında bir aşk dörtgeni var. Sibel, Fırat’a karşı bir şey hissediyor ama nişanlısı Cemil. Olaylara duygusal değil mantıklı yaklaşıyor. Kavuşmayan iki âşıktan daha çetrefilli bir durum var.

Sibel karakteri nasıl biri?

Sibel sorumluluklarına göre hareket etmek zorunda kalmış biri. Güçlü gözüken bir karakter ama içten çok kırılgan. Sibel bu hikâyede kalbinin götürdüğü hangi noktaya kadar gidebilecek, sınırlarını ne kadar zorlayacak bunu göreceğiz. Sibel hayatta iyi insanların da olduğunu Fırat’ı tanıyınca anlıyor. Bu yüzden Fırat onun için çok değerli. Sibel diğerlerinin yanında çok güçlü ama yalnız kalınca seyirci Sibel’in sırdaşı olacak.

Sibel’in hangi özelliğinde kendinizi buluyorsunuz?

Benim için de ailem her zaman çok önemlidir ama bu şekilde davranmayabilirdim. Buradan gördüğümüz ailesi Sibel’i o kadar da sevmiyor.

Seyirci bu dizide ne bulacak?

Dizinin ne anlattığından ziyade nasıl anlattığı önemli hale geldi. Artık seyircimiz çok deneyimli. Hayatın içinden, kendilerini karakterlerin yerine koyabilecekleri bir dizi. Bazı kelimeleri söylemek kolaydır ama yaşayınca anlamı oturur.

‘İstanbul Sokaları’nı bir cümleyle anlatın desem?

Birbirinden farklı parçaların oluşturduğu bir mozaik derim.